)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-140-)(-)(-)(
………………………………………………………………………………………………………………………………………
Bak Duvara İşe yaramayan kişi Bak duvara bak duvara Dışı bozuk çürük içi Bak duvara bak duvara Secdeyi ademe eyle Derdini Tabibe söyle Ne öyledir nede böyle Bak duvara bak duvara Hayırda derman nerde Bulamazsın derman nerde Kabe nerde sen nerde Bak duvara bak duvara Çevirip ademe gelin Arı gibi güle konun Acep ne olacak halin Bak duvara bak duvara İkrari harf ile nokta Allahı arama gökte Hak ademde adem hakta Bak duvara bak duvara ………………………………………………………………………… AŞIK MUHARREM NACİ ORHAN (İKRARİ)-2- ………………………………………………………… 1 Temmuz 1927 tarihinde Malatya Arguvan ilçesi, Kuyudere (Minayik) köyünde dünyaya gelmiştir. Babası Mehmet Orhan Annesi Fatma Orhandır. Ehlibeyt Soyundan İmanı Zeynel Abidin evlatlarındandır. Saz çalmaya curayla 6-7 yaşlarında başlamıştır. Saz çalmaya başladığında okula henüz gitmediğini, 9-10 yaşlarına geldiğinde bağlama çalmaya başladığını belirtmektedir. Amcası Aşık Hasan Hüseyin Orhan’ı izleyerek, köyde saz çalanları izleyerek, bağlama çalmayı öğrenmiştir. Köyde bağlamayı herkesin pençeyle (elle) çalması sonucunda Aşık Muharrem Naci Orhan’da bağlamayı pençe (elle) tekniği ile öğrenmiştir. 1956 yılında evlenmiştir. Bu evlilikten 2 kız ve 2 erkek evladı vardır. Şu anda İstanbul’da eşi ve bir çocuğuyla beraber kalmaktadır. Avukatlık işini bırakan Muharrem Naci Orhan kendi yazmış olduğu şiirlerin yayınlanması için kitap çalışmalarıyla, konferanslar ve cem cemaat toplantılarına katılarak yaşamını sürdürmektedir. …………………………………………………………………………………………………………………………………… )(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-140-)(-)(-)( Bilgisiz cahil bir kişi Ha bir kaya ha bir duvar Beladan kurtulmaz başı Ha bir kalas ha bir düver Laftan sözden almıyorsa Kanundan da yılmıyorsa Haram helal bilmiyorsa Ha bir sürü ha tek davar Beyni bile uyuşuktur İlgi görse yılışıktır Yalnızlığa alışıktır Misafiri bile kovar Saygı sevgi nedir bilmez Asık surat daha gülmez Ne söylesen laftan almaz Kadınını bile döver Kıble,kâbe yön neresi İnsanlığın yüz karası Bre insan maskarası Allah’Ina bile söver Her geçen gün oysa kayıp Kendi için olmaz ayıp Yaptığını hüner sayıp O sadece kendin sever Lüzumsuzum ver çareyi Anlatma şu biçareyi Görmese de o dereyi Paçaları hemen sıvar Sadık Dağdeviren Aşık Lüzumsuz |
Ha bir kaya ha bir duvar
Beladan kurtulmaz başı
Ha bir kalas ha bir düver
****************
Bilgisiz cahil kişi, tın tın öter boş teneke gibi...
Başında olsa aklı, her sözünde olurdu haklı...
İşin sırrı, başta saklı.
Emmi oğlu, kutluyorum ibret veren şiiri yazdıran yüreğinizi... Takdirlerimi bırakıyorum!...