rivayete tutunmak...
miş’li geçmiş zamanların
büyüsüydü dudaklarını kilitleyen mührü kurumamış bir yazgı gibi.. ellerini açıp derinliklerine baktı.. işte buradaydı o meşhur kelam.. avuçlarının içinde hatta yüreğine de burdan değmişti geçenlerde... öte öncesi olmalıydı mutlak bir zaman.. o mutlak bir zamanda nakış nakış çerçevelemişti.. bir gerçeği süslü bir rivayet.. tam istediği gibiydi.. derinceydi.. uzuncaydı.. öteceydi. uçucuydu biraz da.. hoş anlamadığı çok şey vardı ya işin büyüsü de buydu anlamaması... omzunda bir çuval ve içinde yüzlerce yıllık çer çöp taşıdı ömrünce.. kutsayarak.. aklını pazarda ilk o beğenmişti.. uzundu.. yekti tekti gayrısında yoktu... kendisinde çoktu.. öpüp alnına koydu yükü bildiklerini iki damla gözyaşı tuzuyla indi yüreğine... rivayetine tutundu yaşamının.. kendi de bir rivayetti bellediği buydu ömrünce.. 07/04/2011 ödemiş |