gece vakti yolculuk ve yüzü olmayan kadınlar...aynı şehirlerde ayrı ışıklarla yontuluyorum öykündeki kahramanlara kılıcımı çekip saldırıyorum sessizliğin ve el değmemişliğin suskun deklanşörü ben en çok güldüremeyen soytarıları seviyorum sesler ve renkler azaldığında kolaylaşıyorsa kar’a ve güneşe bakman bilirim kuyularda büyütülen karanlıklar sahipleniyordur gözlerini bu kente bestesi çatlamış güftesi şaşmış bir küfür gibi düştüm yüzgün bir derim var diye haykırdım/ üzgün sonbahara yüz gündür tutunan... ki her işkenceye müsaittir dedim ki her ölümle akraba.../ bir tek kalbine yabancıdır dedim bakma hep en temiz katillerle sevişiyor iskeletim ifademi yazan mermiye göğsümü hediye ediyorum anıların ve çalıntı ıslıkların kalabalık faili ben en çok yüzü olmayan kadınları seviyorum ama sen suskunsun güneş yakıyorken biçimsiz düşlerini kurşuna diziyorlar seni o vakitlerde ben gece yolculuklarının tehlikelisi o talanda ben yarasalarla öpüşen kirli bir hikayenin filmcisi hangi sırra kadem doğdum/ yağmalandım hangi sınıra fakir öldüm/ taşlandım bilmiyorum aynı şehirlerde ayrı ışıklarla yontuluyorum şiirin ve aşkın kaçak korunağı seni seviyorum... Ali Kemal TANYILDIZ FOTOĞRAF: Nuri Bilge Ceylan |
bestesi çatlamış güftesi şaşmış bir küfür gibi düştüm
yüzgün bir derim var diye haykırdım/ üzgün sonbahara yüz gündür tutunan...
ki her işkenceye müsaittir dedim
ki her ölümle akraba.../ bir tek kalbine yabancıdır dedim
bakma
hep en temiz katillerle sevişiyor iskeletim
ifademi yazan mermiye göğsümü hediye ediyorum
anıların ve çalıntı ıslıkların kalabalık faili
ben en çok yüzü olmayan kadınları seviyorum"
göbeğinden çatlama yapan şiir..
yukardaki dizelerde çatlamış şiir..kırılmış..
demiş ki şair " aha bunu yazdım..içimden geçen buydu ve ben buyum aslında.."
baştan sona bütün bir eser..
giriş gelişme ve sonuç milimetrik olmuş..
ve deiğim gibi ortasında çatlayıp yavrularını dökmüş bize..
sonra yine içine kapanmış..
bir gonca gül gibi...
bestesi çatlamış bir küfür olduk gittik..