MANZARA-İ HAL
Tarih-i mevziden ne vakt çıkalı
Yollar kavşağında yollar tıkalı Akıl yorgun fikir yorgun can yorgun Sular yatağında ekşimiş durgun Laflar kalabalık anlaşılmaz ses En güzeli yapan en kötü heves Toprak susuz baraj boş yağmaz yağmur Bozulmuş asfalt yol tozlu ve çamur Yan yana gider hep iyiyle kötü Güzel olan evi çatısı çöktü Budur memlekette manzara-i hal Herkes bilir yapar umumi ahval Çözümü sualin sual içinde Kendine dön kendin ol dol içinde Hep aşağı akar değişmez sular Derinden su verir derin kuyular Üstü nehir altı artezyen yurdun Ferhat gibi dağa kazmayı vurdun Kıtalar ötesi tarih haykırır Denizin önünde Fatih haykırır Bu dava kutsaldır bu dava yüce Anlamaz yaban kök ve fikri cüce Yarasını kendi sarar genç ağaç Bilir veya bilmez kendinde ilaç Bu toprak anadır sıcak kucağı Bin dört yüz yıl yanar tüter ocağı İstikbale saldı kökünü çınar İstikbalsiz ruhlar köküne oynar Hep menfi tekerrür etmez ya tarih Müspet manada var beyan-ı sarih Zamanı okuyan zamana gelsin Nesl-i atiye yön güç veren elsin Mahşere kalmasın ruhlar uyansın Meşale elinde Hakk’a dayansın Ufkunda güneşin ışığı yansır Kıtalara ışık verdi kaç asır Hayata nur veren nur kalacaksın Dün sendin bu gün sen sen olacaksın Maddenin mahkümü bir vakit gülecek İmanın önünde dize gelecek Putları eritir ateş nefesin Mazlum kulağında yankılar sesin Gök yolunu açtı yer sana kucak Sana karşı duran güreşti kaçak Ey altın nesile ilham veren ruh Şarkını besteler söyler her güruh Bahçelerde çiçek gül seni kokar Umut dolu kızlar zülfüne takar Hayatın rengisin tadı sendedir Hakk’ın adresi sen adı sendedir Ey ulu davanın ulu adresi Dünyayı titretir Hakk’ın gür sesi Zaman çiçek çiçek seni kokacak Sular yatağına senle akacak Medeniyet deni muhtaçtır sana Sever sevmez herkes hem açtır sana Geldi geçti bile devr-i zamanın Güneşi andırır şavkı iman |
Dünyayı titretir Hakk’ın gür sesi
Hakk'ın sesi elbette dünyayaı titrecektir de biz kullar hala ibret almaktan aciziz. Kutluyorum efendim. Feyz aldım.....