hayel kırıklığı...
Şimdi yollar kapalı ,
Kar yağışı başladı. Sabahlara kadar yazmaktan, Ayazı koklamaya başladım... Gün bitmedi, öglen yağışlı. Sırtına düşen yağmuru taşıdı. Kaldıramadığı yerde çöktü, Gözlerinden gelen kanlı yaştı. Kıpkırmızı bir yol kesildi, Gözlerimden düşen kanlan elbet. Kapattım gözlerimi ,kan kokusunu takip ettim... Sonu benim olmayan yerdeydim... Uyumadan yıllar gecirmiş, Gözlerini açmış kanlı kanlı bakmış, Güzellik uğruna kendinden geçmiş, Ne mal ne ruh eline geceni vermiş. Ne uykusuz geceler , Ne kanlı gözler... Ne sırtına yük ettiği yağmur , Hepsi aradığı bir güzellik içindi. Hiç bir şeyin aynı durmadığı gibi, Yıllar sonra gözlerini açdığında, Neler vermediği güzellik... Her açan gülün sonu gibi, Ne dikeni diken , Ne de sapı sap... Topraga güçle tutunuyor, Güneşe yüzünü dönmesi, günler alıyor... Tuttup kopartıyor, Kurutup saklıyor... Ben kurululmuş bir gül için savaşmışım, Solup yaprak döken bir gül için yıpranmışım, Meğer ben ne salakmışım, Yaprağından düşen bir damla yaşa kanmışım Toprağı sımsıkı tutan köküne hayran, Kendini koruyan dikenlerini sevmişim. Şimdi ne sapı toprak tutar, Nede dikeni kendini kollar. Zaman çok şeyi almış, Saklı güzellikleri bile bitmiş, Ne göz yaşı , Ne de adımı haykıran sesi ... Uzattığı sicacık elleri... Her şey bitmiş... Hayel kırıklığı.... |
Yüreğiniz sevgi ile kıpırdasın.
Güzeldi doğrusu şiirinizi okumak.
Sevgiler.