ONUNCU KÖY
Dokuzuncu değil onuncu köydeyim!
İnsanların kaybolduğu şehirde, Koca yürekleri olan Dost selindeyim! Akreple yelkovan koşuyor ardımdan! Ben yel değirmelerini döven küçük bir devim! Sesim ses olur, Haykırışlarımı sadece ben duyarım! Sesim bir dem çağlayan olur, Sadece gönül gözü olan okur! Yüreğim taşar, sözüm yağmur olur! İnsanların gözlerine düşerim! Yüreğim yanar dolu olur, insaların üstüne düşerim! Herkesi bir telaş alır, Korkularıdır onları kovalayan! Koşarlar, onlar koşarlar, Yüzleşmekten, içlerine bakmaktan kaçarlar! Ayna olurum bazen, Kendilerini görmekten kaçarlar! Ayna olmuşum zaten! Benden olanı bulurum bazen! Ben bunu kar bilirim.. Hayat kısa değil mi zaten! Ben ozanları dinlerim.. Çizenleri gözler, şairleri işlerim!.. Gece rüyada, gündüz nebi deryada. Hem gezer hem yazarım, hem çizer hem söylerim! Yaş onüç YUNUS EMRE’yi tanıdım. Dedim kendime: Bir gün büyürsem, gam keder bürürsem, Tasa etme boş! Direksiz dünyayı, güzel yapan, bir sağlık birde dost! (YUNUS EMRE) der ki: ’’ Dünyayı dolaştım giymedim başıma taç Ne zengini tok gördüm ne fakiri aç! Ya Rabbim! Öyle bir fevzi kanaat ver ki! Namert’e değil Mert’e eğleme muhtaç! Şu çeşmenin haline bak, su içecek tası yok! kırma kimsenin kalbini yapacak ustası yok!’’ FİLİZ KOCABIYIK 16/06/2006 |