Şemsiye hikayesi...
Ben sana yağmurlu bir gün rastladım,
Bütün merhametinle geldin yanıma Geldiğinde ben sırılsıklam ıslandım. Sen işte o gün girdin rüyama.. Çömertliğinle al dedin şemsiyeyi Islanacağını bile bile -al Ben senin davranışınla doğrultum yövmiyeyi Ve ben zaten ıslandım yapma başına hamal... Benim içim ısındı sığmadı içi içine Hayatıma dogan güneş gibiydi... Kapıldı sevdasına bir kere... Sevmezdi bu yürek biraz da deliydi... Benim aşkla tanışmam böyle oldu Bir annenin merhametini taşıyordu.. Ve benim içim huzur doldu... Sevdim seni demek beni aşıyordu Bu yürek asil kanı taşıyordu Gitmem gerek deyinceye kadar herşey güzeldi Gitmesiyle biliyorum hayallerim biterdi Ve gitti... Bana son gülmesi ve salladığı eldi, Bilirdim yüreğimde baykuşlar öterdi.. Onsuz geçen aylar artık yıl oldu. Bu adam seni o sokaklarda hep bekliyordu... Sebebsizce habersizce kara sevda çekiyordu Ve onca yagmur yagdı... Şemsiyeni açıp gelmedin... Kara sevdamın taneleriyle ıslanırken Al bu kalbim senindir demedin Bağıra bağıra bu sokaklarda Seni seviyorum diye söylemedin Ben yagmurlar yagdıkca seni hatırlıyorum, Ve gelir diye o caddede çıkıp ıslanıyorum. Gelmiyorsun... Ben yine acılara yaslanıyorum. Kaçıp azaplardan saklanıyorum. Bir şemsiye masalında seni arıyorum. Arıyorum. |