Analamıyorum Okuduğum Duaların Dilini
Gece yarısını benden sen geçe
şiirler yazıyorum yine sana perilerin önünde biri diyor dur yazma, öbürü diyor devam Seninle ben iki mevsim geçkini şiir zemherinin avuçlarına nasıl yazılır söylesene sevgili, güneş nasıl ısıtır beni? Yoksun yanımda çok ağladım olmayışına ama, hiç küskünlüğüm olmadı sana bir de şarkımız çalmasa dar gelmeyecek bu kentin sokakları. Portakal, limon bahçeleri yok artık yerine gökdelenler diktiler nisan da bahar kokmuyor artık buralar çiçeklerin yerine zakkum ektiler İki bin yılına milenyum dediler özentiden dilimizin içine ettiler! Dur biraz daha bitmedi şikayetim kafiye bulamıyorum yazdıklarıma oysa güzel olsun istiyordum her şey sen olmayınca olmuyor işte yolunda gitmiyor hiçbir şey! Uykusuzluğumun gözü açık yine geceye dualar gönderiyorum yüce Rabbime kavuştursun diye bizi birbirimize bilmesem de ettiğim duaların dilini sanırım anlıyordur yaratan Rabbim beni. Yalnızlık annesini kaybetmiş çocuk gibi ağlıyor kimsesizliğime zemheri tüm ihtişamını giyinmiş dokunuyor tenime! Diyorlar ki her yürek sevgisi ile avunur kış mevsimi bedenimi yakıyor üstelik yağmur kurumuş buralarda umut dipsiz kuyulardan varlığıma sesleniyor ben yine yazmalardayım sana şiirlerim de kafiye olmasa da avutuyorum şimdilerde kendimi vuslata kavuşmalara… Hafize Hanaylı. 18 / 2 / 2011. İstanbul. |
tebrik ediyorum güzel şiiri
selamlarla