ZABITA NAİM
Ben Zabıta Naim
Anam hep “Müderris” diye çağırırdı beni… Aslında babamın dedesiymiş asıl müderris olan Yoksa müderrislik nere, Zabıta Naim kim… Partinin ayak takımındanmış rahmetli babam Hem sözünü dinlermiş ekâbirin Hem cesurmuş… “Vur” dediler mi vurur “Otur” dediler mi otururmuş… Ben bilmem babamı Yetmiş yedide bir parti mitinginde Tek kurşunla öldürüldüğünde Anam bana gebeymiş… Çabucak geçti yıllar… Askerden terhis olduğum sene “Olmaz” dedimse de Kardeşinin kızıyla baş göz ediverdi anam… Yaşım yirmi sekiz oldu, ben işsizdim Beceriksizin de biriydim üstelik Hiçbir iş gelmezdi elimden… Bir gün Babamın partisinden Belediye meclis üyesi Dolaşık Veysi Anama haber salıp: “Naim beni bir görsün” demiş. Gittim “Seni belediyeye aldıracağım, hazırlan.” Demesinin üstünden tam on yedi yıl geçti Dile kolay... O gün bu gündür koştururum Ne iş yaptığım belli değil… Her seçimde başkan da meclis de yenilenir Bana da bir yeni iş gösterilir Vallahi bıktım Gün olur çöpte çalışırım Gün olur itfaiyede… Ama hep içimde bir ukdedir zabıta olmak Bayılırım onların şapkasına, kravatına, lâcivert gömleğine... Yapmayacaklarını da bilirim ya Umut dünyası işte… İki ay önce Hayalim gerçek oldu, evet Yerel seçimlerde en yüksek oyu Babamın partisi almış, hayret!.. Başkan olacak adam da örgütten arkadaşıymış rahmetlinin Öyle dediler Beni de tebrik edip başarılar dilediler… Ben parti falan bilmem ki Ömrümde bir kez olsun oy atmaya bile gitmemişim Yeni başkanımız Deli Durmuş Mazbatayı aldığı gün masaya yumruğu vurmuş Yanındakiler anlattılar: “Naim zabıta olacak” diye tutturmuş. “Yapamaz” falan dedilerse de meclis üyeleri Dinlememiş : “Babası yiğit adamdı, üstümüzde hakkı var” demiş… Çağırdı yanına beni bir gün Önce bir kahkaha attı gevrek gevrek Sonra birden ciddileşip: “Şu andan itibaren zabıtasın Naim!” dedi kükreyerek “Olmaz” diyecek oldum, yutkundum, titredim… Neden sonra “Tamam…” dedim. İşte o günden beri zabıtayım, Zabıta Naim… “Zabıtalık” deyip geçmeyin dostlarım Kolay değil Bir yandan seyyar satıcılar tüketiyor ömrünü Diğer yandan dilenciler Amirin tafrası da caba… Hele iki kadın var Biri otuz beş yaşlarında diğeri çoktan geçmiş ellisini Evlenmemişler bugüne kadar… “Hayvansever”mişler sözüm ona ikisi de Sokak köpeklerini zehirledim diye Nerde görseler beni, tekme tokat saldırırlar… Bunlar “hayvansever” falan değil Bunlar hayvan Bunlar zehirlediğim köpeklerin ikizleri Bakın hâlâ gömgök duruyor sağ baldırımda Otuz beşinde olanın diş izleri… “Vazgeçmek” yokmuş güya kitaplarında Hanımı görmüşler geçen, Salı pazarında Ona da hırçın hırçın söylenmişler. “Ne yapsın emir kulu bizimkisi” deyince hanım “Hele bir denk getirelim, Emredene de göstereceğiz gününü!” demişler “Çarşıda, pazarda, nerde nerde…” Anlaşılan bizim başkanın da bacakları tehlikede… İşte böyle dostlarım “Beceriksiz” falan deseler de benim için “Garibim geçinip gidiyor babasından” deseler de Eli çantalı, başı şapkalı yaşamayı seviyorum… Ben Zabıta Naim Nam-ı diğer Müderris Militan Osman’ın oğlu… Canım babam benim! Nur içinde yat! Karizman olmasaydı eğer İnan çekilmez olurdu hayat… Ve süslemeye devam ederdi düşlerimi Bu lâcivert gömlek, bu şapka, bu kravat… Ahmet KÖKEN |
Askerden terhis olduğum sene
“Olmaz” dedimse de
Kardeşinin kızıyla baş göz ediverdi anam
KUTLARIM DOST KALEM GÜZEL DİZELERİ.
SAYGILARIMLA...