Korku adına cellâdımsan eğer
Hiç korkmadım ki senden
Bu, mağrur bir isyanın kozuydu sadece Gölgesini örtmüş zengin bir gelin gibi Ben Âdemden beri konuşuyorum kendi dilimce Geride, bakmayı unuttuğum bir gökyüzü Çarpıştığı günlerden kalma çocuklarla firavunun Ve bilmem kaç yokluğun egemenliğinde Ben bozdum büyüsünü Korku denen o soysuzluğun Öyle bakma gözlerime Aşk akarken içlerinden Baş kaldırsın diyorum; tüm benliğin kalp atışlarına Ve artık İsa öncesi, İsa sonrası diye bir şey Olmasın istiyorum Gelirken hayat gibiyim demiştim Hatırlar mısın? Sağımdan solumdan düzeltilmeden yaşanmam.. Bakışım kalbine dokunmadan gittiğimde ise Kimse kalmasın, Ben gidersem kimse kalmasın demiştim Ben geçtim gittim; dağlardan ve ağlamadan Bakışın bile ısıtamadığı kusursuz korkulardan Havva’nın bağrını yakan ayrılık acısı gibi Zulmün eteğinde uyandım hep, uykulardan Değil; Zinhar bu korku değil.. Yaşama hakkı güçlüden yanadır.. Zahir; O yüzden mutluluk Paranın diğer yüzünde kazılıdır.. Ancak sadece köleysen, Özgürlük bağışlanabilir demişlerdi.. İçinde kâr olunca kimse doğruyu söylemez Geçer zulüm ile bir “girdap-sözcük” demişlerdi Demem odur ki; Şarjöründe kaç kelime varsa aşk adına Hepsini sürmelisin namluya bence Ve yahut Korku adına cellâdımsan eğer Başını okşamalısın kurbanın, vurmadan önce… Metin BEKTAŞ |