Mürekkebin şiire Dönüştüğü yer…
Dürüst olamamıştı hiçbir zaman
Kalbinde koca bir buğzla gezerken.. Bütün baştan çıkarıcı hinliğiyle Bu hayalî şehrin sokaklarında Kirli elleriyle dolaşan bir insandı sadece... Bu ne aşağılık bir düştü bilmiyorum. . Kalbini kanla değiştirenler gibi, Çocuklar uyurken, Ve büyükler uluyorken Elleriyle teslim etti erkeğini… Hâlbuki kaç kez dinlemişti dudaklarımdan Kaç kez aşklarını gökyüzünde bırakma demiştim. Kaç kez benim siyah giysilerim var, Vazgeçme demiştim… Azarlarcasına yaramaz bir çocuğu Bakmıştı gözlerime… Derler ki; Bir aşığın kalbinden başka Vurulacak yeri yoktur... Bir mumya diriltmek adına Ve hakikat tehlikeye düşmesin diye Defterime bir not daha düştüm bu gün… Ancak; İşte o eski notlara bakarak, Kalbimi dinlemiştim Birkaç zaman önce ben! Tanıyormuşum, İyi biliyormuşum Anlıyor musun? Sevmenin bir yolu da Ölümü ayakta karşılamaktan geçer Vazgeç artık Savaşın suçunu üstlenecek bir atlı aramaktan.. Biliyoruz ki kirlisin.. Biliyoruz ki ayakta ölemeyeceksin… Ferman buyurdular! ... Açın ışığı ve dinleyin geceyi.. Ve tarih mutsuz bir orospunun ağzıyla dedi ki; “Savaş bittikten sonra yenilmemek için, Soytarıları çekin meydandan ” Öyle yaptım.. Soytarıları defettim meydandan Oysa Üstünde kırmızı bir donla Ve Babilin taş duvarları kadar bir şehvetle Yılan gibi kıvranmıştı kollarımda Gönlümüze sunulan Bitti şükür ki; Soytarı gülümsemeler Hiç bir cinayet alkış almayacaktır belki ama Bu kirli oyun sıyırdı artık Kılıncımı kınından… Müsterihim ama! Kalbim, mutmain tercihlerimden Aldatmaktan, kinden nefretten uzak Çarpık bacaklı boş bir gurur bile olsa benimkisi Ve biliyorum ki artık, Mürekkebin şiire dönüştüğü yerdir yaşamak… Metin BEKTAŞ |
Smyrnalı tarafından 3/31/2010 9:25:59 PM zamanında düzenlenmiştir.