Şubat’a Nilüfer Tacı
07.11.2009 / 01:06
İşte yine karşındayım şubat! Soğuk ellerini ısıtıyorum senin, çok güçlü duygularımla sabahlıyor; dert etmiyorum şimdilik bekleyişlerimi Bugün ayın altısı, gecenin bir yarısı Nefesim ısıtır, telaşının soğukluğunu nefesim Kasımın başındayız Sana daha iki ay var Uzaklardan gelen bir ses bağlar Dikkati üzerine çekerek, biraz daha Bekle! Sesini duymak istersin sabahına daha iki ay var Nasıl olur Ankara’mın havası Bilmem? giydirsem mi acaba parkamı mutluluğun sırtına.. senden bir kutlama bekleyişi içerisindeyim. Sanki, yine bir boşluğun içine yuvarlanır gibi oldu tavsiyelerin ne kadar daha bekleyeceğim? sormaktan kaçınır yine dilim Bir resmiyet kazanmaktan yana olur hissedilenlerin bütünü sezgilerin hissedilişi bu darmadağınıklığını ve ardından sessizce çarpan, yanlızlığın yıkılan gülümseyişini haketmiyor daha umut Bekleyenlerin var! Ait olduğun nefese geri dön, Çağrılarına eşlik ederken, Temennilerim. Çok mu önemli senin için şubatlar Yada onun tarihleri? Takvime işaretlenmiş aşka sunulmuş İşte.. Senin aklında ve yüreğinde bir ömre değer mevsim hangisi? Aşk hangi ay’ların yağmurlarında Yansıyarak yakamozlaşsın saçlarında? şafak çizgisinden lal bir ışık, gölgesiz bir seçim.. söyle; kaç şubatta başında tac olsun yapraklarıyla nilüfer çiçekleri? çok alıngan ve kırılgan olmuşum yine iki ay daha beklemek bir kızgınlık var içten içe o biliyor; oda seziyor erteliyor dönüşlerini, gelmek bilmiyor haberleşmelerimiz telepati ile.. Senem Erdem |