0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1549
Okunma
07.11.2009 / 01:06
İşte yine karşındayım şubat!
Soğuk ellerini ısıtıyorum senin,
çok güçlü duygularımla sabahlıyor;
dert etmiyorum
şimdilik bekleyişlerimi
Bugün ayın altısı,
gecenin bir yarısı
Nefesim ısıtır,
telaşının soğukluğunu nefesim
Kasımın başındayız
Sana daha iki ay var
Uzaklardan gelen bir ses bağlar
Dikkati üzerine çekerek,
biraz daha
Bekle!
Sesini duymak istersin
sabahına daha iki ay var
Nasıl olur Ankara’mın havası
Bilmem?
giydirsem mi acaba parkamı
mutluluğun sırtına..
senden bir kutlama bekleyişi
içerisindeyim.
Sanki, yine bir boşluğun
içine yuvarlanır gibi oldu
tavsiyelerin
ne kadar daha bekleyeceğim?
sormaktan kaçınır yine dilim
Bir resmiyet kazanmaktan yana olur
hissedilenlerin bütünü
sezgilerin hissedilişi
bu darmadağınıklığını ve ardından
sessizce çarpan,
yanlızlığın yıkılan
gülümseyişini haketmiyor daha umut
Bekleyenlerin var!
Ait olduğun nefese geri dön,
Çağrılarına eşlik ederken,
Temennilerim.
Çok mu önemli senin için şubatlar
Yada onun tarihleri?
Takvime işaretlenmiş aşka sunulmuş
İşte..
Senin aklında ve yüreğinde bir ömre
değer mevsim hangisi?
Aşk hangi ay’ların yağmurlarında
Yansıyarak yakamozlaşsın saçlarında?
şafak çizgisinden lal bir ışık,
gölgesiz bir seçim..
söyle;
kaç şubatta başında tac olsun
yapraklarıyla nilüfer çiçekleri?
çok alıngan ve kırılgan olmuşum yine
iki ay daha beklemek
bir kızgınlık var içten içe
o biliyor;
oda seziyor
erteliyor dönüşlerini,
gelmek bilmiyor
haberleşmelerimiz telepati ile..
Senem Erdem
5.0
100% (1)