esarett
senden uzaklaşmak isteyen benliğimi
tanrıya el açıp ettiğim dualarımla yalnızlıkların mağrur ülkesine meleklerin kanatlarında götürüyorum, ve üşüyeceğimi bildiğim halde soğuk, ayaz tutmuş bir ruhumla sevgilinin mezarına gönüllü giriyorum, ertelenen umutlarım kırılgan bakışlarla buluşurken zaman beynime derinden ayrılık sancıları yaşatıyor artık, pembe düşlerle boyadığım sarhoş duygular renklere düşman, savaşlarda yenilmeye aday ve özürlü sevdalarda hayat bulmaya çalışıyor, kanatları kırılan kuş misali sorarım sana ey aşk! sen ne zalimler besledin kavramında bense sırtımı çaresizce dayadığım üç kuruşluk devrik cümlelerde sendeliyorum, dilimde ahdimin çığlıkları ile bir sarhoş edasında ruhumun kefen diye biçilen gömleğini giyiyorum köle edilip esaretine bedel biçilen yüreğimi imgesi olmayan mısralarda yaşatıyorum... Hazan sonrası dökülen gözyaşlarım Baharına muhtaç bıraktın susuyorum Ve her kadehte seni anarken dudaklarım Herkese inat yalnızlığımı yudumluyorum Bilmezdim ağlatacağını, sana sığınan yetim yanlarımın Unutur mu sandın yüreğim , incinirken düşlerim Ruhum hecelerin hüznünü üzerine giyerken Çaresizim, kuytularıma senden bir nağme düşüyor İnci gözlerin, müebbet hüküm giydirirken bedenime Neyleyim sen bilmesen de sanadır mahkumiyetim Dünler kanatır yaramı kifayetsiz kalır kelimelerim Üzüntüden tükenirken mum ışığında yine yalnızım Ne yağmurlar avutur beni, ne de diner matemim Duy ey aşk, sanadır haykıramadığım seslenişim Akşam üstü saklandığım soğuyan düşlerimde Razıyım, bu sevdanın ateşinde yanmak düşer bana. sairdemem |