on sekiz martYıl bindokuzyüzonbeş, onsekizi martın, Gökleri sarmış bir kızıl bulut… Yüz karası düşmanın. Çanakkale olmuş ejder, Conk bayırı bir cehennem, Top sesleri ile inler! Binlerce yiğit, binlerce şehit: Diyor anama şahadet gömleğim yeter. Devleşiyor ya Allah ya Settar diyerek… Bunlar onlardı, Fatihin torunları! Çağ açıp cağ kapatan. Hücum diyordu başkomutan Mustafa kemal… Mehmetçik kanı ile boyadığı bayrağı elinde, Her asker kükremiş aslandı elbet, Giden dönmüyor du ilelebet! Toplanmış birçok millet, Haçını takmış sayısız uçak, Yağmur gibi yağıyor bombalar. Karadan, denizden ve havadan, Gökten uçuyordu gövdeler kollar. Korkmuyordu Mehmetçik… Benim iman dolu settim var! Ezan sesi vecde getiriyor. Allah, Allah sesleri yükseliyor. İki yüz yetmiş kiloluk, Mermiyi yüklenmiş, seyit ali Koşturuyor bataryasına, Bu mermi düşmanı yerle bir edecek… Bu vatan bizim düşman elbette gidecek. Devamlı yurdumun üstünde, ezan sesleri inleyecek Lort Nelson, Elizabethle Buve, Koca, koca harp kurvözörleri… Hiç hesap etmiyorlardı, İman yüklü küçücük Nusreti! Ejderhalar arasında, mayınlıyordu denizi. Tophaneli kaptan Yüzbaşı Hakkı, Torpil komutanı Nazmi ve erleri, İnançlıydı heyecanlıydı… Kimse ne olduğunu anlamadı. Patladı birer, birer Döşenen mayınlar, Sıra, sıra batıyordu koca koca zırhlılar. Düşman kaçıyordu, feryat figan… Çanakkale geçilmez yanılmışız meğer. Binlerce şehit kanayan toprağında, Hepsi gül olmuş Cennet bağında. Esir mi düşer Türk milleti? Ya şehittir ya gazidir her zaman! |