MED - CEZİR
Bir uçurtma kadar özgürüm bazen
üstelik kopmuş ipim giderim rüzgâr nereye ben oraya yanımda kırlangıç sürüsü Bazen de bir eşyayım artık kullanılmayan ışık görmeyen tozlu bir tavan arasında dualar ederim durmadan bir eskici gelip alsa, kurtarsa beni Sâkin bir denizim bezen hani ’çarşaf gibi’ derler ya işte öyle dalgasız martılar balık çalar içerimden gemiler yüzer büyüklü küçüklü gürültülü balıkçı motorları geçer Bazen de bir sel suyuyum bulanık, kontrolsüz, deli sürükler götürürüm önüme geleni belli değil gittiğim yer yönüm yatağım yok Bir eşkiya olurum bazen dağlarda bir başıma elimde eski bir martini, dilimde türkü zulamda çay, tütün, kavgam, sevdam bir de Bazen de şehir ortasında bir maktulüm, her yanım bıçak yarası failim belli, bir tinerci çocuk, kapkaç peşinde daha onbeşinde İşte böyleyim son günlerde bir mutluyum, bir mutsuz kâh pembesindeyim hayatın kâh mavisinde bazen de grisinde ve karasında yani hep iki nokta arasında gel-gitlerdeyim . |
birçoğumuz gibi...