Asi ceylandımsabahın kör saati vurdu gecenin umarsız ayazı vurdu dizlerime kapaklandım sevda denizine sevdam koyu kahvem deminde sigaram sana yanıyor ve sis çöküyor odama düş`ün geceden kalma sensizliği taşımaktan yorgun bitap düşüyor bedenenim çıplak güne kollarım acıyor açıyorum gün öpüşlerimle yokluğunda tenin tenime çözülmez mi anlamın yakıcı cazibende anılar bir garip türkü dilimde gülümser dudaklarında bir gül katre katre ışıldayarak düştüm geceden bir umut koptu uçarı mavi kürt kızının karanlık gözlerinde bronz teninde yaktık hayalleri ve sen kaderimdin yazılmıyan kayıp benliğim ve sana sarhoşum şimdi; şiirlerde aşkı sayıklayan öpüyorum Nurhak dağındaki asi duruşunu mahsun bakışlarında donuyor,savruluyor dağ güllerim sarhoş bir sevişmenin ardından Fırat’tın taşan yatağında isyandık us`undaki asi şımarık aşk kabarırdı teninde sevişmelerdi ertelediğimiz, olmayan yarınlarda deli bir ceylandım dolanan etrafında aradığını bulamayan titreyişler zindan uzaklığında yabancı adımız sılaydık gurbetin iki farklı ülkesinde mor bir öpücük yollardım dudaklarına kurşun değmeden arzularıma susardım sana ve topraklar çatlardı ana diyarımda tanımadığımız sokaklara taşırken gölgelerimizi izimizden geçerdi acemi ihanetler nemrut’tan üzerime doğardın görkemli duruşunda eskirdi sıcaklığın Anadolu`dan kopan iki yürektik Kahraman kenttin ve ben sana mağlup dağları buram buram kekik kokan Munzur`da asi ceylandım ve us`unda üşüyen geleceğimiz kazılırdı avuçlarımıza... sude nur haylazca |
Çok saygımla.