VEDA HUTBESİ-II
*Veda Hutbesi
b. Nübüvvet devri: _________Sen olmasaydın, ey habibim, felekleri _________(kâinatı) yaratmazdım...Hadis-i kutsi Gül Muhammed işte, bu çağda doğdu... Doğuşu, âlemin zulmünü boğdu. Karanlık dünyayı, nûra gark etti! Mü’ mini, müşriki, farkı fark etti... Sallandı O’ nunla, cehlin dünyası Bozuldu küffârın pembe rüyâsı. Mahrumdu bu dünya, temiz fikirden Resûl’ le arındı âlem tüm kirden. Yaşı kırka geldi, kemâle erdi Hakk, Muhammed’ ine ’nübüvvet’ verdi... Nur dağına iner, Hakk’ ın nurları Habibine verir, tüm onurları. Vahiyler orada gelmeye başlar, Resûl’ de tarifi çok güç telâşlar! İlk, ’oku! ’ emrini alınca orda, Bir üşüme gelir, hem de en zorda. Varır eve hâlâ titriyor beden, ’Ört n’olur Hatice, sorma ki neden’ Cebrâil Hıra’ da boğazım sıktı! ’Oku’ dedi, oku! ! Sesi kısıktı... Dedim: -Ben ümmîyim, okuma bilmem. Dedi: ’Rabbin sana öğretir hemen! ’ ’O, insan yarattı, bil ki alâktan! Kurtarıyor onu, bak muallâktan...’ - Okuttu: ’Rahman ve Rahim’ adını, - Unutamadım lezzet ve tadını! Hakk’ tan iniyordu tek, tek âyetler Yapıyordu halk hem, ne rivâyetler... Safâ tepesinden bir gün peygamber, Tüm çevrelerine saldı bir haber! Toplandı meydana halk usul, usul Bütün ahâliye seslendi Resûl: - Desem ki şu dağın tam arkasında, - Düşman var, silâhı at terkisinde! - İnanır mısınız, doğru söyleyin? -’İnanırız ya, Muhammed-ül emin! ’ -’Sen bize hiç yalan söylemedin ki, -’Olmayacak hiç söz, eylemedin ki...’ - Öyleyse inanın, ben hak Resûl’ üm! - Bizi yaratan var, ben de bir kulum. - Sizi de yarattı, benim Allah’ ım - Ama bana dedi, ’Resulullahım! ’ Önce, Ebu Lehep karşı çıkmıştı, Resûl’ ün canını, biraz sıkmıştı... O günden sonra da pek çok uğraştı, Azim ve imanla, ne bentler aştı. Resûl’ e Mekke’ de hiç rahat yoktu, Muteriz müşrikler o kadar çoktu. Allah istedi O, ’göç’ e kalkıştı, Yesrib’ den duyulan büyük alkıştı! Bir sabah fecirle yollara düştü, Müşrikler katl için eve üşüştü... Yatakta ’Allahın aslanı’ vardı, Müşrikler görünce, renkler sarardı. Cebrâil Resul’ e yol buluyordu, Müşrikler şaşırıp, kahroluyordu! Ebu Bekir ile Sevr’ e çıktılar, Düşman hayâlini kökten yıktılar, Sevr dağında vardı, boş bir mağara Sıddık ile Resûl girdi bir ara. Mağaranın önü kuş yuvasıydı, Onun davası da, Hakk davasıydı! Örümcek girişe bir perde ördü, Müşrikler orada yalnız ağ gördü. Ebu Bekir, çok tedirgin olsa da Kederden rengi ruhsârı solsa da, Allahın Resûl’ ü: - Ya Ebu Bekir! - Dert etme, Rabbimiz hep bizimledir... Müşrikler gelmişti tam önlerine, Baktılar, öne ve tüm yönlerine. Dediler:-’Burada olmaları güç! ’ -’Girseler bu ağlar yırtılmaz mı hiç? ’ -’Güvercin yuvadan uçardı çoktan, -Oyalanmayalım burda hiç yoktan! ’ Vazgeçer mi Allah, verdiği sözden? Çıkarır mı habibini hiç gözden! Müşrikler gittiler Sev/ir dağından, Resûl çıktı, örümceğin ağından. Mescid-i Kuba’ da on gün kaldılar, Sonra, Medine’ ye revân oldular. Resul, ’Kusva’ adlı deveye bindi, Eyyüb Ensari’ nin evinde indi... Ensar, muhaciri bağrına bastı, Hepsi iman dolu, hepsi çok hastı... Halil Şakir Taşçıoğlu |
EHHH BİR GÖREN ÇIKMIŞ ŞİİRİNİ
ÖMRÜNE BEREKET
kutluyorum yürekten
Allaha emanet olasın,sağlıcakla kalasın