İki Yılın Şiiri
** büyük üstad attila ilhan’ın kaptan şiirine naziredir**
Seni yani gülfem’i yıllar geçer unutmam Mektep yolunda olsam belki bir Muradiye yazında Bütün gün tekil olsam çoğalamasam Bütün gün benim olsan mesela Kendini söyle bunca yıl ne diye düşündün Aynı gece gülfem’i dudaklarımdan düşürdün Bostanlı’da bir kıyı restoranda sabah kahvaltısı Tamamdır bu iş böyle yürümeyecek Sabahın dokuzu ciğerimde neyin sızısı Birazdan haberimi sorma artık sormayasın diyecek Birazdan yalnızlığıma binip bak karşıya geçeceğim Gülfem mavişehir’de akşamsefası Gülfem dudaklarını öpeceğim Karar verseydin bu iş böyle yürümeyecek Gerçi sende neyin tasasını göreceğim Bakmayı bıraktım görmeyi gördüm. Kısa koridorlar boyunca yürüdüm, yeni baştan yürüdüm Bütün yer taşlarını saydım pencereden bulutlara Baktım kuşlara ekmek arıyor, ekmek aradım Baktım ellerim titriyor sana, göreceksin Mevsim hoş geldin sonra mevsim beni öpeceksin Özgürlük yağmurunla çıkmakmış yıldızlara Misallere vereceğim adını Ve çocuklar öğrenecek Aşkla Gülfem gülsen gülerek yaşayacağız. Mevsimle biz iyi arkadaşız Seninle ben de aslında Onunla konuştuğumuzu imkan yok demeyeceğim Gülfem’i yedi aydır unuttuğumuzu Cüzdanımı kaybettiğim gece hani mutlu olduğumuzu Mevsim rüzgarım üşütür bak diyeceksin Uzun ve baş başa seyahatler kuracağız Sonra mevsim hesapsız kitapsız gideceksin Polis sorgusunda o ümitsiz geceyi bileceksin Şimden tezi yok kimseye ömür vermem! Gazi Osman paşa’dan çalıştığın binaya bakmam Şaraba mı başlarım beyaz şaraba mı Sigara mı tellerim yaktırıp Kaç gün kaç mevsim uyumam Ön koltukta dudaklarımı parmaklarına değdirip Bütün yapraklarını üstüme Ve bütün yağmurlarını yağdırıp Yıllarca neden bu uykuyu uyumuşum. Otobüsün körüğünde sanırım yorgunluğumu durmuşum Bir hesaplaşma korkarım kendimle hiç bitmeyecek Ya an ki nefret ettiğimi söyleyeceğim Basmane’de gurbetçiye benzer beklediğimi Bornova’da bir kafede beni Melahat bekleyecek Melahat beni beklemesen ne yapsan Melahat saçlarımı bir geceliğine okşatsan Ellerimi kime götür vereceğim Sevdiğimi belki yalan diyeceğim Yüce gönüllüsün sen anlıyorsun Melahat beni anlamasan ne yapsan Melahat ellerimi bir geceliğine okşatsan Gözlerimi kime götür vereceğim Beni hak etmediğini söveceğim Yüce gönüllüsün sen anlıyorsun Buz gibi yanıldığımı anlıyorsun Bu şehir en güzel şeydi gördüğüm Gördüğüm en buruk şeyle birlikte Bunca yıl kendimi neyin olarak düşündüm Aşk böyle bir şeydi işte Aşk köpeklik gibi bir şeydi Ah mevsimi senden sonra görüşüm Gülfem ayn-ı ali’de sultan çayı içseydin Usulca yüzüne bakmazdım Gülfem yüreğimi bilseydin Nasıl şey beni ömrüne katmadığım bilmelisin Balçova’da marina’da bakir döner sermaye o kahveyi görmelisin Her allah’ın kulu bilmez orayı pek fazla martı bilmez Kıyı boyunca hem de benim yürüdüğümce yürümelisin Midye istilasında beni mevsime sarılırken görmelisin Bu duruma kalkıp umut bakalım ne diyecek Bu duruma kaklım bakalım ben ne diyeceğim Taş kesildiğimi acımasız voyvoda olduğumu Bütün kadınları bir bir kazıklara koyduğumu Senli uykulardan artık midesiz gecelerden Kavuşmalı rüyalardan inanmalı rüyalardan Bir bilsen öyle nasıl korktuğumu Mevsim beni daha kaç kere öpeceksin Mevsim unutmam için daha neler diyeceksin Güzelsin ah gözlerinin matematiği Güzelsin kendini bundan böyle ne diye bileceksin En güzel yıldızları bak İki bin beşte yastığıma düşeceksin Sürekli farklı kararlar almanın ne menem bir şey olduğunu bilirsin Karın boşluğuna kaynar sular döktüklerini Erkek doğması muhtemel çocuklarına Her ismi veremeyeceğini bildiğin gibi Ne diyorum oturdum oturdum hep seni izledim Eşpahlığını parmaklarını ve boynunun inceliğini Elindeki balyozla paslı bir çiviyi Her defasında daha da derine çakmayı bilirsin Gülfem montrö’deki hiçbir sokak kadar sensiz değilsin Yaşantından yıldızlarca iyimser sana bakışım değil mi? Aşk böylece tek taraflı da oluyor Bütün güzün sana hüzün biriktirdiğim yalan geliyor değil mi? Peki şimdi aşk dediğin hangisi oluyor Gülfem eski rum evi sokağında gözlerinden bıktım Ben hiçbir zaman istediği olmayan Küstah çocuğun olmadım Ben bitkin düştüm ayrıca Ben öldüm bittim Ben kadınlar sevdim sonra arsızca Aradığım ne kadar kahvehane varsa yoksun Sinem kadınsın, sinem haberin olmaz, sinem olsun Ben mevsimi sevmiştim ayrıca Mevsimi sen diye ekmiştim Bir öğretmen sınavında ne kadar masa varsa yoksun Gülfem güzelsin Gülfem haberin olmaz Gülfem onunsun. |