AHMAK-I HAYAL
AHMAK – I HAYAL
Ey bende Vahdet – i vücud halindeki güç!, Kasvet içinde binbir belaya sarıp sarmaladın beni. Biliyorum zaruret ve delalet telaşından beni husule getirdiğini. Nafile artık kalbim, korkudan atma artık tik tak! Bu vücud nasıl muntazam geldiyse hayat denen temaşaya, Bir öyle gidecek telaşsız ve kimseden habersiz. Bilirim,her ne desem boş,bu vakitten sonra sözüm geçmez sana, Lakin birkaç kelam edelim gelmeden sana. Dikkat et derim hep imanla bakma her yarattığın insana, Asude kalır gönlünün içi boş kubbelerde. O dikilen her minareler birer süngüdür sana. Bilerek ya da bilmeyerek alemi yaratıp saldın dalgaya, Arşın kadar arzın olur bu edaya, Göremiyorsan dürbünle bak marifetse, Cıscıbıldak ortada bıraktığın Adem’e Hattat Sünbül Efendi,epey niyaz eylemiş bu dünyadan, Dilaşub hatunsa az çekmedi Mehpeyker’den, Gonca-gül iken koklanıp bir işe yaramış, Sonra dört mevsim açan Pembe-gül’e sırtını dayamış. İşte senden olan alemde binbir mahlukat, İçinde hırlısı, hırsızı,dolandırıcısı,pezevengi, Cümle alem sanki bir ağız olmuş, Rasgele herkes, herkese kazık atar olmuş. Dünya alem kendi yarattığı dünyasında, Duymak istediği kariyer,mevki,para derdi, Umurunda değil beş vakit ezan sesi. Ara sıra uğrarsa Cuma günü namaza niyaza, Bir selası okunur garibin, onu korlar mezara. Sonra açılır rakılar barda sazda, Umurunda olmaz Fırkateyn kıçının dibine yanaşsa. Ağustos sıcağında Mehlika Sultan bir gazel okusa, Öbür dilber Ahu iken,ben Lerzan’ım dese, Çilingir soframıza kalkıp Cahide’de gelse, Denli densiz laflıyorum amma, İllet migrenim,akılsız başımı tutar mı yine? İşte senle hakikatı Halvet-i Vücud ettik,dolaştık arzda, Gerisi laf ola beri gele maskara. Yine de içimdeki büyülü esrar,çözülmez olur kalır mezara. 7 Mart 2011/ Metin İMER |