ÖZGEÇMİŞ (3)Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Yıl 1955. İstanbul, Fatih Camii’nin arka Avlusuna paraler Sokakta, Şeyh-ül İslam Hayri Efendi İlk Okulundaki 4.ncü Sınıf Öğretmeni Sayın Züheyla Tansu Hocama.
"- Aç’ta, muhtaç-da-olsan Ekmek çalma!"
demiştin. Küçüktüm-Ufacıktım, dinledim Sözünü "doğru" kaldım. Çalıştım Çalışmaya, çekmedim Kopya, kimseyi aldatmadım. Hani Adil idi Doğa, eşit ve Hürdü İnsan? Kuralları vardı Dünya’nın herkesin uyacağı, mutlu kalacağı? Şimdi Aç’ım, muhtaç’ım? Hani benim Pay’ım, nerede Mükafatım? Neresi eşit bunun, ben niçin başka’yım? Çantamdan aldığın mavi Hayellerimi, pembe Bulutlarımı, Yalan Hikayelerimi geri isterim Öğretmenim. "- Söyleme Yalan, Hakkın olmayanı alma, Din-Devlet Huzurunda da Sahtekar olma!" Alan-aldı, çalan-çaldı, bana "Hiç" kaldı. Hani benim yuvarladığım, Sopası eğri Tel-Teker Demir Çember’im? Ver-beri, yuvarlayıp-iteyim. Kaçırdıklarımı geri çekeyim Öğretmenim. "- Sıra’na rağzı, Sabırlı ol, İsyan etme. Yalana-Falana-Filana da kanma, Günahtır! Haklı’nın-Hakını yeme, Yeteneğin ile yetin!" demiştin. Ne kadarmış benim Yeter’im, hala çekerim? Sana-da-çoook çektirdim, bilirim. Yinede geri vermediğin Kovboy Kitaplarımı, Şapkamı, Tabancamı, Meşin Eldivenlerimi, acısı beni yakan Güneş Merceğimi Kibrit Kutusunda beslediğim Hamam Böceğimi geri isterim Öğretmenim. Tahta’da Tebeşir-mi-kara, Cetvel-mi-eğri, Gerçek-mi-Yalan, Rakamlar-mı-sahte? Anlayan-anladı, ben anlamadım. Herkes yükseldi, ben niçin "Beter" kaldım? "- Her Suçun Cezası Var!" diyerek elimden aldığın; Kuş vuran-Cam kıran Lastik Sapanımı, Şeytan Uçurtmamı, Çakımı, Çakmağımı Güneşi yansıttığım Dikiz Aynamı geri ver Öğretmenim. "- Küçüklerini sev, Büyüklerini say, Zayıf’ı kolla, çık Zorba’ya karşı!" Öğretmeninden öğrendiğini bana ilettin. Doğru olmaksa, aldatılmaksa Kaderim, Suçum-ne-ki benim? Ben şimdi Çocuğuma ne diyeceğim? Neredesin, ne eylersin, ne yaparsın? Meraklarım. Nerede benim döndürdüğüm Fırıldaklarım? Kırmızı Zarlarım, Kaşıntı Tozum, Su Tabancam, Rüzgar Gülüm? Şimşir Topaçım, Fare Kapanım, Ağaç Bıçağım? Hepsini tek-tek geri isterim Öğretmenim. "- Her İnişin bir Çıkışı var, seçme Kolay’ı! Dünya yuvarlakdır, Dengeler Doğayı! Mesela Kaldıraç; Yük-Kolu ile Yük, Kuvvet-Kolu ile İş, Emeğe hizmet etmeye Eş’tir, Mesele Desteği-koyacağın-Yeri bilmektir!" dedin. Peki, kim iter-kakar "Bir-o-Yana, bir Beri bu Desteği? niçin çeker kendine, bozar Dengeyi? Eşitliğin de "Çeşidi" varsa, Dünki Doğrular bu Gün Eğri çıkarsa, nasıl anlayacağım şimdi ben seni? Demek ki çoktan çekmişim Cezamı; Kağıt Uçaklarımı, Futbol Topumu, Kılıç-Kalkan-Yay ve Ok’umu Esans Kokumu geri isterim Öğretmenim. "- Verdiğin kadar al, olduğun gibi kal! Kibirli olma, Fiyaka yapma, Caka satma, Hava atma! Doğru ol! Adillik ve Dürüstlük Deva’dır her Derde, Kilo-Litre-Metre Eşit Birim"dir her Yerde." dedin. Tarih’in Tekrarı "Aptallık" değilde, Tecrübeyse, Kanun ve Kural Ölçü ise Matamatik’te, ben niçin Eksi’yim, nerem eşit benim? Sönüp-solup Elimden zıp’layıp-kaçan renkli Balonlarımı şişir-de-fırtlat, geri gönder Öğretmenim. Severse-iki-Gönül Aşık’sa, kavuşamıyacaklarsa birbirlerine, birileri bu Sevda’yı bile-bile ayıracaksa, Kardeş-Aile-Komşu; Beton Duvar, Çelik-Çit-Tel, Sınır ile bölünecekse, ve Milliyet-Din-Deri Rengiyle sınıflanıp, Birinci, İkinci, Üçüncü Dünya diye raflanacaksa İnsanlık, ben "Eşitliği" beklemekten bıktım artık! İki Kişi ağlarken, üçüncü gülecek, dördüncü küsecek, beşinci sevinecekse neresi eşit bunun? Güneş Gözlüğümü, Altın Kolyemi, Hacı Yüzüğümü, Püsküllü Tesbihimi, Patlangaç-Çuvaldız ve Kıskacımı geri isterim Öğretmenim. Hayat; Kader-Kısmet-Talih-Şans’sa, Umut kırılmışsa, bölünmüşse Savaş-ile-Barış arası, Parçalayıp-sömürmüşse Biri, Diğerini. Suç benim mi? Yitirdiğim Çocukluk Yıllarımı gel-beri-ver Öğretmenim. 1.inci Aç iken, 2.nci Göbek salar, 3.ncü Çanak tutar, 4.üncüler "Bal tutup Parmak" yalarsa! 5.incinin Kulakları Duvar, Dil’i Kör, Gözleri susarsa! 6.ncı Yalancı, 7.nci Fırsatçı, 8.inci Yağ yakan, 9.uncu Fesat sokan, 10.uncu Madik atan, 11.inci Kına yakan’sa... Nerede benim Cam Misketlerim? Yutuldum, hepsini geri isterim Öğretmenim. |