SANA NASIL ANLATAYIM
*Sana Nasıl Anlatayım
Sen hiç âşık olmadın mı, bana aşkı soran güzel? Söyler misin ben bu derdi, sana nasıl anlatayım? Gözümdeki ıslaklığa, var mı ki bir çâren güzel? Söyler misin ben bu derdi, sana nasıl anlatayım? Ferhat, demirden dağları, lâf olsun diye mi deldi? Leylâ, Mecnun’un ardından el sallamaya mı geldi? Aşık Kerem ile Aslı, sanma gazozuna öldü! Söyler misin ben bu derdi, sana nasıl anlatayım? Aşk uğradı mı bir başa, çıkar gider akıl baştan. Gece gündüz ağlamaktan, gözleri görünmez yaştan. Bu derde dûçâr olanlar, kesilir ekmekten aştan. Söyler misin ben bu derdi, sana nasıl anlatayım? Gündüzleri hülyâlarda, geceleri hep düşlerde... Bahâneler ararsın sen, kırk yılda bir gülüşlerde. İçine bir ateş düşer, ciğerlerinse şişlerde, Söyler misin ben bu derdi, sana nasıl anlatayım? Aşık olmasa bir insan, darmadağın olunur mu? Perperîşan sahrâlarda, hiç bîgâne kalınır mı? Böyle gönül yâresine, acep çâre bulunur mu? Söyler misin ben bu derdi, sana nasıl anlatayım? Antalya-2009/11 TDK: dûçâr: tutulmuş, yakalanmış, uğramış. bîgâne: yabancı, yaşadığı halde dünya ile ilgisini kesmiş. Halil Şakir Taşçıoğlu |
Leylâ, Mecnun’un ardından el sallamaya mı geldi?
Aşık Kerem ile Aslı, sanma gazozuna öldü!
Söyler misin ben bu derdi, sana nasıl anlatayım?
***************
Ben bu dörtlüğü çok tuttum...
Çok çok güzel bir şiirdi, diğerleri gibi...
"Aşık Kerem ile Aslı, sanma gazozuna öldü!"
özellikle de bu mısra....
Kutluyorum emeğinizi, sonsuz saygımla.