)(-)(-)(-SÜLEYMAN’DAN BELKIS’A-)(-)(-)(
..................................................
Değrli dostlar, Sıkıcı olmaması için Buğulu camlar serisine bir süre ara Yeni bir soluk,yeni bir nefes ve yeni bir seriii ................................................... )(-)(-)(-SÜLEYMAN’DAN BELKIS’A-)(-)(-)( Nigist Seba Sh’va Sebe Saba Lililth Nikaule Mekeda Ey saba Melikesi Süleyman’ın Belkıs’ı Saba Ülkesinin güneşi Hüthüt geldi Süleyman’a dedi ki: “Saba Ülkesinde öyle bir güzel var ki Güzelliğini görsen gözlerin kamaşır Ne var ki senin dininden değil Güneşe tapıyor” Süleyman name yazdı Belkıs’a Name’sinde Süleyman Belkıs’ı ve Tabea’sını Kendi dinine çağırıyordu Melike komutanlarını topladı Mektubu okutturdu Komutanlar biz kuvvetli savaşçı bir Ülkeyiz Ama karar senin derler Belkıs,Süleyman’a hediyeler gönderdi Ama Süleyman hediyeleri önemsemedi O da adamlarını topladı Birisi Ben Melikeyi tahtı ile birlikte Huzura getiririm dedi …ve Belkıs tahtıyla birlikte huzura getirildi Süleyman Belkıs’a baktı ve Güzelliği karşısında şaşkınlığını gizleyemedi Onun güzel olduğu kadar akıllı olup olamadığını da Sınadı Süleyman Sırçadan yapılmış saraya gördü Belkıs’ı Belkıs salona girince Eteklerim ıslanmasın diye eteğini topladı Adımını attı yerde su yoktu Saray’ın zemini camdı ve altı görünüyordu Balıklar bile vardı içinde Gördüğü güzellik karşısında hem şaşkın Hem de hayrandı melike Birkaç gün Konuk etti Belkıs’ı Süleyman Birlikte dolaştılar bağ’ı bahçeyi Mutlu ayrılıyordu,huzurluydu Hem de Süleyman’ın Dinini kabul etmişti Her ikisi de alışmışlardı bir birlerine Artık bir birlerini düşünmeden yapamıyorlardı Süleyman dalıp dalıp gidiyordu Hüthüt yanına gelip: “Ne bu halin derdin ne dedi” Durumu anlattı Süleyman “O halde mektup yaz dedi hüthüt Ben Belkıs’a götürürüm Karşılığını da ona yazdırıp getiririm” Ve böylece Mektuplar başladı, Süleyman’dan Belkıs’a ŞÖYLE DİYORDU SÜLEYMAN İLK MEKTUNDA: …./.. Sadık DAğdeviren Aşık Lüzumsuz |