)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-110-)(-)(-)(
……………………………………………………………………………………………………………………………….
Gördüz mü Garip bülbül vatanından yad oldu Varıp gayrı dala kondu gördüz mü Bir dem idi elalem de şad oldu Şimdiyse günlümüz söndü gördüz mü Hepimiz benzerdik bes’li boğaya Tenezzül etmezdik beye ağaya Geçin karşısına bakın Cuğo’ya Kalmadı bir hane yandı gördüz mü Cümlemiz mevlaya olmuşuz asi Yürekten silinmez gam ile yası Şimdi oğ’l uşağın her idaresi Efkari sırtına bindi gördüz mü …………………………………………………… NEBİ EFKARİ …………………………………………………… 1860-1915.Artvin ilinin Ardanuç ilçesinin Sogara, şimdiki adı Soğanlı, köyünde 1860’lı yıllarda doğduğu sanılmaktadır. Asıl adı Nebi’dir. 1860’lı yılların ikinci yarısında doğduğu, 1900’lü yılların başında öldüğü varsayılmaktadır. Kendisinden küçük kardeşi Aşık Eyüp’ün 1920-22 yılları arasında öldüğünden yola çıkılarak bu tarih üzerinde durulmaktadır. Aşık Şöhreti’nin torunlarından olan Nebi Efkari’nin günümüze ulaşmış fazlaca eseri bulunmamaktadır. Ancak Türkü aralarında anlattığı,Kerem ile Aslı, Emrah ile Selvi, Aşık Garip gibi bir çok halk hikayelerini çok iyi anlatması ve iyi bağlama çalmasıyla tanınmaktadır. Cuğolu aşıkların beşincisi olarak bilinen Nebi Efkari’nin ölümüne ilişkin, değişik bilgiler bulunmaktadır. İlki, Yusufeli’nin Narlık köyünde tifoya yakalanıp öldüğü ve orada toprağa verildiği, öteki ise 1915 yılında Bayburt’ta öldüğü ve orada toprağa verildiğidir.Ayrıca yine biri Ardanuçlu, öteki Çankırılı olmak üzere iki ayrı Aşık Efkari daha yaşamıştır. ………………………………………………………………………………………………………………………………………….. )(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-110-)(-)(-)( Garip bülbül gelmiş güle yabancı Hangi dala geldi kondu gördün mü Dokunma bülbüle zalım bağbancı Kızıl güle nasıl yandı gördün mü Aşkın badesinden fazla içince Al gülün sevdası serden geçince Kışın ortasında güneş açınca Şakıyıp da bahar sandı gördün mü Gül için çağlayıp gül için gülüp Gül için düş kurup hayale dalıp Gönlünün sultanı mihrabı bilip Gülü tavaf etti döndü gördün mü Günlerdir gel diye baktı yoluna Merhem bulamadı kırık dalına Hasretin çektiği nazlı gülüne Aşk ile adını andı gördün mü Bu sevda Dünya’yı ona dar eder Yanarda sinesi tarumar eder Hasretiyle her gün böyle zâr eder Gözünde yaşları dondu gördün mü Dalların kesmişler sevdiği gülün Figanı biter mi garip bülbülün Ne olur erenler sevdiğim bulun Tüm acılar omza bindi gördün mü Lüzumsuz tutmuyor kolum ellerim Bu sebepten lal olmuştur dillerim İlk bahar ayında açtı güllerim Bütün acılarım dindi gördün mü Sadık Dağdeviren Aşık Lüzumsuz |