BENİM KÖYÜM-SİZİN KÖYÜNÜZBaharda yeşile,sonbaharda safran sarıya,kışın beyaza bürünen. Toprağında,kayasında izlerimiz olan dağlarım. Düşlere yatarım dedecanlar,lâle,çiğdem, çiçekleriniz için. Tutamlar hazırlarım çiçeklerden,sevdiğim köy güzeline biçim biçim. Kıran dağı doruğundaki koca kayalarıyla bizi selamlar. Florasıdır Kıran’ın adaçayı,dedecanları,lâlesi, zambaklar. Karanlık gecelerde yıldızları seyrederek öküz yatağında konaklar, Keçi çobanı Cüce Halil,öküz ve at çobanı çocuklar. Mehtaplı ve karanlık gecelerde,koyun otlatır dağlarımda çobanlar. Ne hoş melodik sesler çıkarır koyun boyunlarındaki çanlar. Dağlarıma yakın bağlarda üzüm sergisi bekleyen insanlar, Çan sesleriyle düşe yatarlar. Yıldızların ışıttığı bir gece kavalını çalarken yitirdik, Kıdemli keçi çobanımız Cüce Halil’i. Ateş böcekleri kandillerini söndürdü,köylüler ağladı. Doğayı bütünüyle seven,veren eldi Cüce Halil’imiz. Köyümüzde kalanlar, dağımızda ovamızda alın teriyle. Çözülüp yok olmadı imece ve sevgi yumakları. Köyün aydınları kışın şehirde,yazın denizde başka zevkte Köyünden,doğasından,halkından koptu durumları böyle. Kıraç toprağına alın teri dökerek atasının okuttuğu aydınlar. Köyün temiz havası,yeşil doğası,sevgi saygı dolu insanları, Elinizi sıkmak,anlatılarınızı dinlemek,misafir etmek istiyor sizi Evinde,kahvesinde,dağında,ovasında gülen yüzü,temiz gönlüyle. “ Köyümüzün Deli Amadı’nın eleştirel deyişiyle.” “Hep kabak kökeni gibi kendi dibimize vermeyelim gölgemizi” Köyümüze de zaman ayırmalı aydınlarımız, Sevginin saygının özü,doğanın güzeli,anılarımız, Ölenimiz,yaşayanımız köyümüzde.. Nazmi ÖREN |