BAZEN
Bazen sen kokuyorum
soguk bir kış sabahına donuyorum bazen el oluyorum başka kalpler tarafından eleniyorum aramakla aramamak , sormakla bulmamak arasında ince cam bir yolda yürüyorum işte boyle anlarda zorlarda kalan oluyorum Hakk’a acılıp Halka kapanıyorum gelen gidenın sol yanı gun gecmıyor kı terkedılıyorum anlamanın anlamsız oldugu anlarda anlıyor ınsan en cok kalpten verıyoruz bırını bulup elınden tutup bazenlerı yerıne sonsuluga oturayım dıyorum bazı zamanlarda kalmıs yalnızlıklardan baska bır yar olamıyorum bazen sen kokuyorum bıraktıgın yerden asaga duserken ıntıhar egılımden hayatta kalıyorum sana kosup sarmalanmak sensızlıgımın dogum sancısı bazenlerı sana anlatmak ıstıyorum ölüler konusmaz’ dıyorlar Bu sebebiyetten bazen degıl hep susuyorum (!) |
yada sabah üşüyünce kalkarken, akla o gelince nefese birde o mu çekilir sırf kokusu gelsin diye.
el olunca , el aklı ile mi sormak ile aramak arasındaki ince yolda kalırız, zira el bizim halimizden ne kadar anlar, yada kalbimiz el/e ne kadar yatkındır ?
tüm bu halde iken insanın zorda kalmama olasılığı daha düşüktür doğal olaarak.
GErçi çoğu kez zor sevilir, değer verilende çoğunlukla zor olandır. terk edilmek kimi zaman kasıtlı yaptığımız şeydir aslında, çünkü her defasında keşkeler bir yerlere sıkışmış beklemektedir çıkartılmak isterlercesine yerinden.
Ve bazen ölmeyi bayılmak zannederiz, yada ruyayı gerçek, her ikisinide uyandığımızda farkederiz. hayal içindeki hayatımıza ,yalan olan dünyada kaldığımız yerden devam ederiz.
suskunluğu sadece ölüme atfetmek az kalır, susmak asalettendir.
ve bazen asalet esarete yenilir vesselam..