Sağanak Bulutsuzluk
kumsuz saatler dökülüyor aklımdan
sağanak bir bulutsuzluk umuyorum aydan gel diyor git diyor tik tak sular denize gecikmiş medcezir kızgın kesin keskin süreler kaçıyor. bende duran sende geçiyor serden geliyor esaretimiz sel alıyor harfleri el yazım birleştirmiyor artık ikimizi evet bu aralar en sevmediğim rakam iki. bir dahi fazla geliyordu ikimize çünkü sığdırmıştık dünyayı basit kesirlere şimdi marifet gibi küslükler. kendimize ve bire bölünüyorduk önceden evet tüm sayılara bölünmeden az evvel. üşüştü üzerime üşüyen dizeler beni bilip de bilmemezlikten geliyor tecahül-i arif zaten tarihin yazmayacağı iki insandık o yüzden ben yazdım yalan yangın. bildiğim diller türkçeye çevrilmiyor sense sustuğum dili anlardın. boğazım iki kıtayı birbirine bağlamıyor bu şiirde boynum gökyüzünde çekildi ayaklarımın altından tüm kara-sular oksijen ve yollar ilk kez cinayet aracı oldular. dört yanı ayrılıkla çevrili bir adaydı içim yüzmeyi bilmiyordum benden sensizliği. sağanak bir bulutsuzluk dökülüyor kum saatimden, git demeyi bilmiyor, içimdeki gelgit. Kürşat Uçar |