Bırakta ağlayayım, derd-igamıma kanayım!Ne kaldı geriye, hicran kalbime hüzünle iniyorsa Nefes takatime yetmiyorsa, umutlar vazgeçiyorsa, suskun sokaklar inliyorsa Nereye baksam, gönlümün burukluğunu yıllardır saklasam, kar etmeyen bir korsa Unutmak mümkün olmuyorsa, dil lal olmayı diliyor gözyaşları ahu figan ediyorsa Söz kar etmez, kalp sürura erişmez, gam bitmez Hangi lisanın aşkıyla nefesi zerketsem figanım ahına erişmez, günler hiç geçmez Mehtabın seyrine dalıp ufuklara uzansam, ruhumda filizlenen hülyaları anlatsam Göçüp giden zamanın feryadıyla mahcubiyeti sayfalara yazsam, ahımı anlatsam Neydi susturan an ve kalbini hicrana koyan zaman Sessizliğin vadettiği hazan, her an hüzünlüdür sensiz nefeslendiğim her akşam Zikrine ram olduğum, ded-i gamıyla süruru unuttuğum, gönlümü kuruttuğum şan Hangi atrılık şevke eriştirir lal olnan dili şakıyan bülbül misali aşka eriştiren o an Nereye yaslansam, içimin yanıklığını burukça anlatsam Kalbim hüzünlenir, gözyaşlarım depreşir, vicdanım neden umutlarımla yüzleşir Neydi farkedemediğim an, sesni alıp götüren hicran, hasreti ilhak ettiren o vicdan Hep suskun mu kalacaksın, hiç mi merak ederek o umutlara ibretle bakmayacaksın Nice yıllar geçti, hala kalbimde ki umut firar etmedi Ne vakit yalnız kalsam ruhuma refakat eden figan hiç yolda bırakmadı, anladı Ne yazılan mısralar hakkıyla anlaşıldı, ne içine düştüğüm badireden aşkla çıkıldı Gönül kapım neden kapandı, inşirah niye kalbime uğramadı, vuslat nasıl zamandı Mustafa CİLASUN |