bu sana yazdığım ilk ve son gecekülleşen ağıtlarımda yankısını yaktım duyulmayan sesimin umarsız çığlığı sarkarken çaldığım mavi rüyanın dünlerimin ertesinden dokunuyorum göz ucuyla sana gecenin rehaveti üflenirken soluğuma eli kulağında minareden düşer babamın sesi dudaklarım zeytin gözlerinin tuzuyla bozarken ölüm orucunu tövbelerim can çekişir imamesi kırık gök şehrinin ellerinde ve tenime asılır toprağın kokusu ile sevişen cümleler dilimin tenhalarına yarım yamalak kelimeler defnederken ölür dudaklarımın arasına yaslanan düş irkilirken belleğimin sana yazılan köşelerinden vebalimi taşıyan aşk suretimi siler aynalardan ...// ve sus dedi şiir şimdi sus ! dinle !! gecenin sessizliğine bürünen ayini yer gök kırmızının ellerinde cebelleşirken dinle !! şimdi tam teslimiyet vakti unut bildiğin tüm kelimeleri sakla dergahında denizleri ve en güzel mercanları ama biliyorum ki !! ben sustukça tutundukça sukutun toprağına çözülecek boğazımdaki iplerin düğümleri ve dinledikçe ayaklarıma dolanan karanlığı giyindikçe aşkı biteviye değecek parmak uçlarım güneşe dağların içinden geçtikçe şehirler harfler dillenecek gözlerimde ...// ve Mevlam esirgediklerine hediye diye seni sundu ömrüme //... sınırsızlığımda sınırlarımı ihlal eden korunaklarımı yerle bir eden fırtına ıssız şehirlerin koylarında şiirler yakan efsun işte o sendin sevdiğim adam ...ve sen !! ve sen gölgesiz iklimlerin koynunda uyurken hiç bilmeyeceksin !! bilemeyeceksin !! AŞKın parmak uçlarından içtiğim şahadetini işte o sendin sevdiğim doyamadığım kalamadığım işte o sen....SEN... ...// en çokta BEN //... |