HürriyetAhhh Azizim, Alışılmış bir şiir mi desem Ötelerden bir sır mı faşetsem Yoksa başkalarını mı söyletsem Ne etsem nasıl etsem de Gönül denizine seslensem Aşk menziline yetsem Mevlana’nın babası, Baha Veledin Müritlerinden Şeyh Seyyit’e sormuşlar; (Allah onların sırrını kutsasın) Lutfedin ey büyükler yolunun rehberi Tanrı yolunun muzaffer çağdaşı efendimiz; ‘’Tanrı yolunun sonu var mıdır,yok mudur.’’ El cevap; ‘’Yolun sonu vardır Menzilin sonu yoktur’’ buyurmuş.. Çünkü; demiş… Dervişana Bu yolda seyr (yolculuk) iki türlüdür.. Biri tanrıya yolculuk, Biri tanrıda yolculuktur… Tanrıya yolculuktan maksat Aşağıların aşağısı dünyadan geçmektir. Ölmeden önce ölmektir Süfliyattan ulviyete terfi, Kendi kendinden kurtulmak, Akl-ı maaştan Akl-ı evvele ulaşmaktır. Fena fillah’a yetmek, Yaratanda yok olmaktır.. Akl-ı Evvelde yolculuk ise Tanrıda yolculuktur ki Bunun için bir son düşünülemez… Bilmez misin ki; Toprağın ayak izleri denizin kenarına kadardır Kişi tanrı denizinde yok olunca izler de kaybolur Dağlar,ovalar,evler kervansaraylar, yol kesiciler Kurak menzillerde vardır Hakikat denizinde ise dalgalardan maada iz Tanrı kelamından başka söz bulamazsın.. Ne dalgaların sınırı vardır… Ne de ol emrinin Şenlerin… Konakların ne yeri ne de tavanı bulunur… Konukların ne cismi ne ismi duyulur Orda tanrının isminden başka isim Resminden başka resim yoktur Denize ulaşan deniz olur Her damla denizden gelir, Yana yakıla denizi arar ki Aslını bulsun Hasret bitsin Hür olsun… Hacı Ali bayram Alanya / 2010 **** Kaynak; ariflerin menkıbeleri/ Ahmet eflaki cilt-1 sayfa152 |