Dağların ardına bir köy kurmuşlar
dağların ardına bir köy kurmuşlar
o köy Babamın babasının mezarı, benim beşiğimin sallandığı yer benim köyüm yüreğimin ırmağına kement vurmuşlar O ırmak benim ırmağım yamaçlararında çam ağaçları dibinde kozalaklarla oynayan çocuk benim çocukluğum benim çocuğum. son mevsimde beyazı düşmeyen kar benim dağım gülen yüzünde çiçekler açan kız evimin kraliçesi yüreğimin damgası yar. şimdi torunlarıyla ne kadar çok bahtiyar ak saclı ihtiyar. ceviz ağaçları örmüş gökyüzündeki bulutu sılaya düşürmüş nazlı gelin umudu umut; benim umudum benim ihtiyarlığım. orak elliğe yakışmış ekin derer kekliğim palazını nasılda sever taşına kurban olduğum bu hasreti kimler biler benim hasretim yüzümdeki derin derin izler hangi acıyı nasılda gizler benim toprağım benim yüzüm. düşürdüğüm yıldızlardan hangisini canın ister gönül tokluğum sırtımın yükü değil ki atıversem bir yere gönlümü açmışım tüm ülkeme benim ülkem benim toprağım benim kadınım sevdiğim ben bu sevdaya ömür tüketmişim aşkım şarkım sana tüm sevdalarımı bağışlamışım titre Göksu’m titresin avuçlarım ben seni sevmişim köyüm seninle büyüttüğüm…Ülküm |