Kalmamış…
Gel ey gönül vazgeç sen bu emelden,
Bu yerde sevdâlı yürek kalmamış… Zaman sevdâları yıkmış temelden, Gönül mabedinde direk kalmamış… Füsunkar bakmayı bilen yok artık, Ruhlara akmayı bilen yok artık. Âşığı yakmayı bilen yok artık, Leylâ’ya Aslı’ya çırak kalmamış… Sahtelik sonunda aşka da sinmiş, Yeminli sevdâlar bir güne inmiş. Nice aşk rüzgarı esmeden dinmiş, Hülyâlı hislerde sürek kalmamış… Ömürler gündelik hazza adanmış, Sevgi fidanları dipten budanmış. Nefisler zahmetsiz zevke dadanmış, Hasretle yanmaya gerek kalmamış… Sanki bir tünelde sevdâ tireni, Ne duyanı vardır, ne de göreni. Olmuyor sevip de yâre ereni, Vuslat diyarında durak kalmamış… Kaydırmışlar aşkı nete, kanala, Esir düşmüş düşler kuru sanala. Muhabbet atını sürüp dörtnala, Yâr bulmak gibi bir erek kalmamış… Bostancı der nedir hayâtin özü, İnsanı pişiren sevdânın közü. Uzatmak anlamsız velhasıl sözü, Ruhlarda heyecan merak kalmamış… Veli BOSTANCI |
Eskileri karıştırdım, okudum da, aynı senaryo farklı oyuncularla farklı teknolojilerle devam ediyor.
Bizler de suçluyuz. Hepimiz suçluyuz suç varsa.
Yoksul olduğu halde o kadar çok zalim var ki.
Güzel bir anlatım ve güzel br ŞİİR.
..........
Zaman sevdâları yıkmış temelden,
Gönül mabedinde direk kalmamış…
............ Çok güzel gerçekten, sağ olasın.
Teşekkürler Sayın BOSTANCI.
..........
Bir kelime dikkatimi çekti. " hayâtin " ..
Yazım veya aktarma sorunu oalbilir mi ? Yoksa başka bir şey mi?
Selamlar, sevgiler.