alacakaranlık intizarlarında birim boğulmaları....
bir incecik yokuştu, herkese göre eğim gösteren
adamlar giderdi adımlarıyla, külden mızraklar kuşanmış kapı kulu zaptiyeler arasından ve demir dövenler çoktan geçmiş olurlardı,belli olurdu izlerinden gün,ne bakıra çalardı ne sarıya,küllenirdi umut kursaklarda,yavaştan yavaştan tilki öğütürdü beynindeki değirmen,inerken sevda yitkini o adam... baş kaldırmıştı gölgesinin izine,avuç içlerinden öptürmüştü cennet kokulu birine oysa;erciyes’ten kar vardı,güzel atlar ülkesinden hürriyet,hasan dağ’ından özgürlük yaşam süresinde sıkı tuttuğu,ter biriktirdiği,kutsal bildiği avuç içlerinde daha uzatmadı ellerini ondan sonra,sakız ustası çingeneye ne de büyücüye eğildi zaptiyeler tam ortasında inişin,dizine kadar gömülüyordu adam toprağa gelmelere inanmadı,tılsımı bozuldu sevdanın,o adam oradan geçmedi bir daha... kızı doğarken sevinmişti,eline mavzer verilirken asker de,bir de bu dilberde yarımdan tümler çıkararak,meydan okudu değerlerine,vermedi sırrını kimselere obruklar oluştu içinde,bir tarafta cehennem,diğerinde cennet hangi yana bassa günah,perdeli gözler ıslak,mekânlar değişmekte dondu bağrında sevgi,birbirini kaynatıp yiyen ölüler,aynı kazan da sevişmekte... bir omuzdan diğer parmak uçlarınaydı,eski basma tacirlerinin ölçüsü mihenge sürülmezdi, ne alanın ne satanın vicdanı,her ikisinin sırtı, birbirine dönüktü tek bıyık bükümü gün revanına,ar’dan yosmalar doğar melez grub’lardan sen gene de aşk bil,uzatılan hile-yi şer de olsa,vaz geçme kutsalından ez cenderelerde gümanını,malamat olma özüne,senler seni seyretmekte adam bildiler selama durdular,değsin omuzlarına ayakların,iniş gittikçe gevşemekte.. yılan eğlenmez enginlerinde karların yatıya kaldığı,zirve uçlu dağlarda sen mi ona kayan yıldızdın,o mu sana kara yıldız,kantarlarda tartıya çeker mühlet hu’lar basar,akıncılar geçer,toz-u duman olur ince yokuşlar dileğim;kokum ipine hançer,feryadına derman ola,ganj’da çamurda,tibet’te sunak’ta son mekânında,kabir azabında,çekerken zahmet ben bir çaputlu çalı olam,üryan olasın urbalarından,takasın bana o yokuşun başında..... ..................................................................Kasım |
yılan eğlenmez enginlerinde karların yatıya kaldığı,zirve uçlu dağlarda
sen mi ona kayan yıldızdın,o mu sana kara yıldız,kantarlarda tartıya çeker mühlet
hu’lar basar,akıncılar geçer,toz-u duman olur ince yokuşlar
dileğim;kokum ipine hançer,feryadına derman ola,ganj’da çamurda,tibet’te sunak’ta
son mekânında,kabir azabında,çekerken zahmet
ben bir çaputlu çalı olam,üryan olasın urbalarından,takasın bana
o yokuşun başında.....
HIMMM! BU NE BÜYÜK SEVGİ BÖYLE HARİKA İMGELER.HİKAYEMSİ DİZELER SİZE KALEMİNİZE MÜNHASIR DİZELER TEBRİK EDİYORUM DEĞERLİ DOST .YÜREĞİNİZE KALEMİNİZE SAĞLIK BAŞARILARINIZ DAİM İLHAMINIZ BİTİMSİZ OLSUN( BİTMİYOR ZATEN MAŞALLAHI VAR) :)) SELAM SAYGILARIMLA..