YEİSKır dizini diye bağırdı biri, Bir diğeri bağlayın gözlerini, Ve bimem hangisi ellerimi kelepçelerken, Sıcaktı elleri ama titriyordu. Duyduk ki; çok severim dermişsin, Duyduk ki; gururunu yere sermişsin, Hakikattır sözlerim deyip gitmişsin, Senin neyin doğru ki, bu doğru olsun, Seni doğuran ana ,taşlar doğursun. Şimdi seni çıkaracağız dağa, Avazın çıktığınca bağıracaksın. Çiçek, böcek duyacak iniltileri, Kuduz köpek gibi kuduracaksın. Önce seni çırılçıplak soyacak, Diken dolu ormanda sürüyeceğiz, Boğazına sıktığımız urganı, Avu ağacında pişireceğiz. Kaşın gözün patlak, kolunsa kırık, Sevmek senin neyine pısırık, hödük Son bir şans verdik sana, cevapla artık Yoksa yardan yara fırlatacağız. Bir daha yanına bile yaklaşma, Adını diline sakın dolama, Şimdi bırakınca kaçmak var ama Seni kurşunlarda hoplatacağız. Cevap ver ulan karı kılıklı Görmeyeceksin değilmi artık o kızı Sana yeter artar gayri bu sızı. Yoksa hırsımızdan çatlatacağız. Duruunn!!! Ta- ma- m Sev-mi- yorum Ne de-diysen-iz ka-bul. - Öldürün lan bu iti, - Adamdan sayarlar abi. - Saymazlarsa kibrit suyu köküne - Dedim ulan it herif , sevmek senin neyine.. ( Çocuğu bırakırlar dağda o halde, sıkmazlar kurşun falan ama kurşuna gerek kalmamıştır) |
çokta güzel olmuş
fakat değmedi benim yüreğime
hani taşlar vardır değerli
ve işlenmişi vardır
işlenmemiş olanları sever bazıları en çok
veya söz süslemesanatı vardır
ama bazıları katksız yavan sever
benimkide öyle
direk yüreğinden akıp gelir gibi olanlar vary
sohbet gibi
iç seine direk bağlanılmış gibi olanlar
onları daha çok sevdiğimi buraya yazmama kızmazsınız umarım
saygımla...