Gözlerimdeki CennetŞems; kuş tüyü ışıklarını toplayıp İstanbuldan terk-i diyar olurken gecenin zifiri karanlığına ait gözlerine yalın ayak koşuyorum. Çınaraltının akasya kokan dallarını toplayıp avuçlarımda bir tutam düşlerle sana geliyorum cancağızım. Marmaraya akşamın kızıllığı düşerken eflatun bulutlara iğneliyorum vuslat kokan sözcüklerimi..................... sana gelirken ayaklarıma batan ne varsa yanakların diye öpücük yağmuruna bulandırıyorum seni fısıldıyorum geçtiğim yoldaki gelinciklere katır tırnaklarına, hüsnüyusuflara.......................... susamış serçelere hicranda biriktirdiğim özlem tuzlu gözyaşlarımı sunuyorum. müteşekkir dualarını alıyorum. ruhumda tarifsiz anoforlar. dilim lâl olsa da yüreğim bizar etmemekte vuslatın büyüleci kokusu şehrin dört bir yanında hicrandan yoğrulmuş gri tonajlı bulutlar sevda türküleriyle toprağa düşmekteler ellerim; yeni çiçek açmış erik dallarında gözlerindeki gece karasını yaşamaya geliyorum. Cennetin zemzem kokusunu teninde ezberlemek....................... Şems; karanlıklara elerken avuçlarında ben sana yağmaya geliyorum cancağızım. yağmurun ıslaklığını giyinip yanaklarına vuslat öpücüğüyle yola çıkıyorum. gelirken yarlara ’yar’ diyerek atlıyorum. çiğ tanesi kirpiklerine güneşin senin yüreğinde ’merhaba’ demek mavi halıdaki sütbeyaz bulutlarla yıkayacağım küllenen anıları gece; gündüze yenik düşmeden boynu bükük kardelenleri kucaklayacağım. kalemimden sana nice gümüş pullu sözler peydahlayacağım güllerle yıkanmış saçlarının kokusunu Ege’nin ılık meltemi getirecek bana. rüzgâr; utangaç yanaklarıma toprağın cemreye düştü misal yaşatacak dudaklarım sebepsiz titreyecek ruhum çoktan zelzeleler girdabında. kırgın düşlerle vuslata koşacağız. hicran yanığı yüreğine şefkatli ana edasıyla gözlerim ıslak nemini bırakacağım. hoyrat bir rüzgâr dağınık saçlarını usulca taramaya başlayacak göz kapakların hülyalara dalarken ben, mutluluğumuzu kana kan içeceğim. suskun duvarlar dile gelip kulağına aşk fısıldayacaklar ve bu gün İstanbul kokusu bir başka olacak hicranın koynunu baharlar dolduracak omuzlarında masum aşıkların soluduğunu duyacak. goncalar düşerken yüzün coğrafyasına ben en kuytu bir köşede ay tenine içime çekip, yüreğime portreni çizeceğim vefalım.... 31/01/2011 gordion. |