YANDI GÖNLÜMAşka fena susamıştım , sevilmeye de çok açtım İşte böyle bir zamanda sana lokma bandı gönlüm İlk başta tereddüt ettim sana bağlanmaktan kaçtım Anlamıştım bir avuydun malesef bal sandı gönlüm Fazla tecrübesi yoktu bu işlerde bir çıraktı Acılar ile yan yana mutluluğa hep ıraktı İşte bir macera daha onda derin iz bıraktı Neylersin ki bir bakışa, bir gülüşe kandı gönlüm Ne yaptın ki benim için tek verdiğin bolca vaat Baştan sona zarardayım göremedim bir menfaat Mutluluk bulayım derken dert çekti her gün her saat Ama yine uslanmadı hep adını andı gönlüm Ben dalında gonca güldüm bülbül olup çilemedin Ağladığım günler gelip göz yaşımı silemedin Aslında bir hazineydim kıymetimi bilemedin Susamış gönüllere su acıkana nan’dı gönlüm Oysa sana gökyüzünden parlak yıldızlar dermiştim Bu hayatta neyim varsa senin önüne sermiştim Sadece bir kaç gün değil sana ömrümü vermiştim Benim için ne sen yolcu ne de yolda han’dı gönlüm Nedenini bilemedim daima sana meğildi Daha iyileri varken senin önünde eğildi Sen anlayamadın ama gelip geçici değildi Sen benim için cânandın sana daim can’dı gönlüm Hayatında senden başka kim varsa kenara attı Bak yine beceremedi yine çırpındıkça battı Sıcacık sevgi beklerken yazık bir ateşe çattı Pervâneydi mum’a geldi döne döne yandı gönlüm . |
Kesik kesik okunuyor, kalem dostum!
Akıcılık, her dörtlükte son buluyor!
Yani bir diğerini, tetikleyip gitmiyor... Tıkandım okurken, üzgünüm.
Belki alfabetik sıralamayı, ard arda dizseydin;
Sanki daha akıcı olurmuş gibi geldi bana!
at
tı -tım
di-din-t(d)im
Gibi.
Dilerim,
Bu yorumum ile
Haddimi, aşmamışımdır, kalem dostum.
Saygılarımla