* Aşkın Dilidir Üşüyen *
* Aşkın Dilidir Üşüyen *
Sen hâlâ bu şehrin Afrodit’iyle oyalanıyorsun mahzun çöllerin öncesiydi, Kleopatra Öridis yüzündeki ten, rüzgârın şımarttığı, kızıl derili ay ışığında imlekler atan, bir Hollywood’lu bir iğdiş şehvetinde, hükmü, başrol oyuncusu dalıveriyorum arada bir, ne kadar özlemişim o eski filmleri sahnelerde kalan, o gönül zenginliklerini hatırladıkça aklım karışıyor, hangi yüreğe girsem, ülkem yok benim. Ben haziranım, hiç kış görmedim sen hiç bahar görmemiş, bir başka mevsim küçücük ellerinle, oynamaya ne kadar alışmıştım yine kulaklarıma neler fısıldıyorsun bu öğütler taşımaz beni, ben aldım payıma düşeni. Bak! senin öyle düşündüğün gibi ölmem, bilsem geleceğinizi, her geçtiğin sokağa adını yazdırırdım, satır satır öğrenmedin gitti, ben sana mecburum şarkısını. Bu akşam dostlarımla yeni bir dünya kurduk şimdi Didim’de, külrengi bir bulut’u öpüyorum sessizce,bir serzeniştir, isyanım bilmiyor musun? hangi kentte olduğumu, hangi limanda seni beklediğmi; sana kırmızı güllerle, beyaz örtülü sofralar kurmuştum, ama sen yoktun. Yıllar sonra... pürtelaş bübüllerle, tenhâ bir yaza sığındım ne ihanetlerden usandım, ne de acılardan aşkın dilidir üşüyen, öyleyse gel, yanan dudaklarınla gittiğin bir sebep değil, belki de bir neticedir. Nuri Dağdelen Özdere-İzmir 24. 1.2011 Saat: 14.45 |
ÇOK GÜZELDİ ŞİİRİNİZI.ANLAMLI VE SEVGİ DOLU,YÜREGİNİZE SAGLIK SAYGIM HER DAIM