Dün_ya/nı/mdaydın
bir otobüsün en uğursuz koltuğundan
ve kirli bi camın ardından gördüm en son çehreni 14üncü koltukta oturuyordu için oysa omzundan çok camın boşluğuna düşüyordu başım. duru durağı yoktu fikrimin, otobüsünde... direk istikamet diyerek yol alıyor ve ufalıyordun gitgide ve nasılda kocaman bi yer kaplamaya başlıyordun içimde. bir şehir kuşatıyordu beni bilinmezlikler eşliğinde durduğumuz baktığımız yerler büyüyordu, ben, ben büyüyordum her gidişte... biriktirilmiş hüzünlerimden kalma surat asışlarım sırıtıyor artık avuçlarıma doldurduğun gülüşlerin yanında. hangi acıyı kendime tayin etsem azlediyor gözlerin bir çırpıda bir kedi gibi büyüdüğünde gözbebeklerim, elin kendine yer bulduğunda yanağımda, parmakların dolandıkça saçlarıma aklım çıkıyor bir köprüye sallandırıyorum kendimi güvenerek parmaklarına ve kıskanmıyorum rapunzeli uzattı diye saçlarını korkum büyük yüzemiyorum ki denizleri dehlizleri geçemiyorum sessizliği sevmiyorum sen, sen büyümüyorsun ki her kalışta... zamana düşman kesiliyoruz yollar hayatımızdan çaldıkça koşturmacaya düşen akreple yelkovan hakkında hain planlar kuruyoruz bir saati koyup ortaya ateşe veriyoruz sayıları heyecandan büyüyen gözbebeklerimizle konuşurken bekliyoruz ateşin ortasında kalan akrebin kendini sokmasını zamanı durdurmanın mutlak bi yolu olmalı başının omzumu bulmasının oturduğumuz bankta öylece kalmanın bir fincan kahve içiminde 80 yıla razı olmanın seyrettiğimiz filmin içinde rol almanın ve hayallerin kapı eşiğinde üzerime atarken ceketini aklındaki soğuğu sıcağa çevirmenin bir yolu olmalı... tüm bunların bir anlamı olmalı hiç bir sıfata sığmayan bu çekimin bir anlamı olmalı ve öylece kalmayı başarmalı... sana dönüyorum yüzümü, arkamda kalmış yedi düvel bana dönüyorsun yüzünü, arkanda kalmış alem-i ervah kalıyoruz orda öylece bir topaç bir avuç misket fotoğraf makinesi sonbahar yaprakları ne kadar bilmişsek o kadar cahiliz birbirimize ve ne kadar sessizsek o kadar çok konuşuyoruz içimizde... dengelenebiliyorsa şayet gitmeler kalmalarla büyüyemeden büyüyoruz içiçe... 20111 1529 |