DARAĞACINDAKİ KARANFİLŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Anadolu da azınlıklara zulüm ve soykırım yapıldı diyen, içte ve dışta şaklabanlık yapanlara ithaf olunur...
Ne zulmü? Bilmem ki!
Bu zamansız çalan saati kim kurdu? O yurt ki, Garbın fevç, fevç akın ettiği Hz. Mevlana’ nın yurdu. Bilmem gelir mi? Bir daha Dünya’ ya Şanlı Ceddim Osmanlı, O Ecdat ki asırlarca bir arada tuttu koyunla kurdu. Bülbülün hatırına geçmedim gülistandan Uzaktan seyir eyledim. Ol fakirhaneme Tanrı Misafiri bir dost bekledim. Hakkı, Haktan bilenden söyle! Korkmak niye? Ben o Hakkı, Cihan Ser tacı Hz. Muhammed’den öğrendim. Nice yaralı sinelerde zulüm hala paslanmış durur. Anlatamam, yapılan zulümleri Yoksa! Denizler kudurur. Yaşama hakkıdır goncanın, Gül olup, açması elbet, Açsın ki, Yeryüzünde bir gül görelim ne bataklıklar kurutur. Değil insan, Cümle mahlûkata vermiş yaşama hakkı Ulu Huda, Nice zulmü alkışlayanlardan utanıyor hala, Göçüp giden Şüheda... Gülistan da kurulmuş darağacında kaldıkça kanayan karanfil, Tarumar bahçe kalacak geride, ağlayan bülbüle bir hoş seda. İtikadım, inancım zaten müsaade etmez ki haksızlığa, Ey hakkı bilmeyen terazi, Hangi yüzle geldin karşıma, Pazarlığa! Yaksın ateşimi, döksün suyumu Tanrı Misafiri dost ağlayarak, Haksızlık ettiysem, zulmü alkışladıysam gelmesin kimse, Bir Fatiha okumak için, ardım sıra mezarlığa... Ereğli- 2002 Yüksel Erentürk YILMAZ |