Kaldırım Çiçeği
Bu şiir kaldırımlarda solan çiçeklerin hikâyesi
Günah panayırı akşamların Cerahat sızan gecelere tebdil ettiği zaman Bir çiçek düşüyor kaldırımlara Üzerinde sarhoş kusmuğu İçi kalkıyor saatlerin Zembereği boşanıyor mahzun bir yüreğin Bir yerlerde ateşten denizler çalkalanıyor Ne hayallerle büyütmüştü sinesinde annesi Ak pak süt vermişti göğsünden Düştü ya kaldırıma narin çiçeği Şimdi kirpikleri nem gözleri buğu Sarıyor kolları soğuk boşluğu. Üşüyor yüreğinde incecik gül yaprakları Titriyor mum alevi gibi bakışları Söndü sönecek Yüreğindeki kandil Hüznünü anlatacak hangi dil Duası fırtınaya yakalanmış gemi güvertesinde Dürüyor içine derdini Hüznün resmini çiziyor elleri. Loş bir akşamdan kalan Alaca karanlık ruhu Esir kaldırımlara can paresi Derdi çınlıyor her kahkahasında kaldırım çiçeğinin Dudaklarının ruju her akşam başka iklimde Alagarson saçları tir tir titremekte Kaldırımlar et pazarı Takvimler göstermiyor gününü Yazmıyor gazeteler her gün öldüğünü... Bir annenin ak süt verdiği bağrı yangın yeri Zaman acemi bir itfaiye eri dağınıklığında Sönmüyor annenin cayır cayır sinesi Yavaş yavaş soluyor kaldırım çiçeği Akşam sefaları açarken Tükeniyor annenin nefesi Mezar taşları konuşmuyor... Ankara,21.01.2011 İ.K |