SÖYLE
Mezopotamyalı bir akşamda nisan yağmurlarıyla ıslanırken yüzüm
Şimdi yüzünün tenhasında olmak isterdi. O uzak kaldığın kente İçindeyken sevmediğin ayrılırken de üzülmediğin O kentin soluğunu duyardım Çünkü sen vardın o perişan kentin içinde. Sevmesen(m) de bir masumiyet Bir sevecenlik yaratıyordu bende o kent… Şimdi bilmem hangi akşamların sarhoşluğunda saçlarını ıslatıyorsun Zamana meydan okuyarak… Hangi ayrılıkları yaşıyorsun hüznünle birlikte? Gözlerinin esaretini kimlere bağışlıyorsun şimdi? Sıcacık gülüşlerini, gülerken de ağlamaklı yüzünü Şimdi hangi diyarlarda salıyorsun, hüzünlerine ortak olarak… Söyle dilim varmıyor seni bırakmaya Bir yanım boş kalıyor hep Yüzünün gülücüklerine bağışladığım sol yanım Boş kalıyor, sensiz kalıyor… Hangi ayrılıklara, hangi ihanetlere kanıyorsun şimdi? Hangi acıya ağlıyorsun, bana anlatamadığın? Seni anlamayan hangi vefasıza Söyle! Hangi acı için ağlamaya değer hayat? |
Söyle! Hangi acı için ağlamaya değer hayat?
Son iki dizede şair hayatın güzelliğine yaşamaya değer olduğuna mühürü basmış...
Kutlarım...
Saygılar Bala...