Mihr ü mah
Sen gittin Ankara’nın bağrına sızı düştü
Mihr ü mah suretine hasret kaldı gözlerim Gamımı gece çayım gündüz sükut bölüştü Hurufat yangınında ateş oldu sözlerim. Harf-i tarif gerektir boyunu tasvir için Endamın kıskandırır dal boylu fidanları Hasret pınarlarına kuşlar uğramaz niçin Turnalar taşıyamaz içimde figanları. Ey mihr ü mah ey hüma desen sensin ruhuma! Bir kuru selam yolla su serp hasret narına Ateş senden feyz alır tuz eker mecruhuma İlhamdır gamzelerin kalemin efkârına. Saçlarını görseydim geceden kıskanırdım Avuçlarıma alır koklardım saatlerce Seher demi gülleri goncayken sen sanırdım İçimde dua sensin geçilmez taatlerce Kırk menzil yerde olsan nefesinden tanırdım. Mihr ü mah koyma darda ömür bitmez firarda Gitmez yürekten sızın bir gün çık gel ansızın Ben de sensin her mana can da namus da ar da Gelişinle kırılsın kolları imkansızın. Ankara,16.01.2011 İ.K |