AH SEVGİLİ
Ah sevgili
Ateşler yaktım sabahın üşüyesi bağrında Kemiklerim cılız ayazın ekşimsi yüzü de üşüyor Kılım kıpırdamaz ama Aldığım nefes olduğu yerde aceleci Ayrılık tentenesini dokuyor buz ölüsü parmak uçlarım Aşk denen kavruk yel neyim varsa talan eti Mazim bile şimdilik gözlerimde ölü Ve sevgili söyle Hangi volkan nefesime eşlik eder Cehennem ateşi ayrılık sende yan benimle derken Ağır bu yürek külleri lakin Taşıma sırası sende Yanan oldum dudaklarının duldasından Ah sevgili Dilim lal Kalebenttim oldum aşkına Dudaklarım iki söze kangren yarası gibiyken Ve ben yine gülüşlerim astım gözbebeklerine Unutmuş göründün bulutların mendiline sıkmış gözyaşlarımı Felaketzede olmuş şu gönül yaramı da Ah sevgili Öyle ırak maruf hayalin var ki Derin aşkını sadece gözlerim bilir Uykunun ipine dizemiyorum pembe düşlerimizi Kaskatı ayak sesleri kulaklarımdan gitmiyor Korkular ile alıp gittin kayıp kentteki duygularımı Ama ben bir türlü senden gidemiyorum Ah sevgili Soluma pusulandı yine yokluğun İstanbul kollarından yavaşça bıraktı beni ıssız sevda çöllerine Seraplar bile bana tanıdık gelir Bir sen içtin bir ben içtim aşk şarabını Vakti zamanında Öyle ya Aslı keremi biz yaratık destansı Ah sevgili Akılımdasın lades değil bu düşüncem Bakışlarım uzanır bilinmez yedi iklime sürgün Beynimin iki büklüm kıvrılmış hasretin durur Noktası konulmayan pulsuz mektuplar vedalaşıyor Ateşte kızgınlık mayalanır Bendeki yok oluşun varoluş gibidir Dayanmıyorum sende biliyorsun Uzakların git gide uzaklaşmasına ZARALICAN 15-01-2011 İSTANBUL |