Çay Özüne Karışan Hâl/Hayal
Çavıyor demliğin nefesi hazzı
Dudağa değiyor nazın niyazı Bir gül emsal tebessümü doğuyor Yaza çeviriyor buğu ayazı. İniyor demliğe gökten bir ışık Işığa gizemli nefes karışık Gülün zambak eli bardak tutarken İç açan manzara onunla pek şık. Buğu buğu haz işlenir havaya Efsane anlatır ıtırı aya Yıldızlardan yere bir selam gelir O selam renk olur bardakta çaya. Gün ışır mahmurdur yârin bakışı Dudağı bardağın narin nakışı Misli bulunmayan benzersiz peri Yazılır tarihe gönül yakışı. Bir misilsiz masal, masal içinde Namı tüm cihanda vatanı Çin’de İçen tiryakisi oluyor haza Arayıp buluyor olsa maçinde. Bir buğu bakışlı tebessüm eder Dağılır gönülden anında keder Tam da alışmışken ünsiyetine Bir gün Ankara’yı bırakır gider. Elleri zambakça ak pak elleri Semaver çağının has güzelleri Hasret bestesine gül adı güfte Çayımızda tatdı şirin dilleri. Gidişiyle çayı öksüz bıraktı Sinede görünmez ateşler yaktı Ne çaydan tat aldık ne sohbetten haz Acı çayı bile günden berraktı. Onu bekler şimdi semaver demlik Gelişi kademdir dağılır kemlik Bir cerendir tavrı tasvire sığmaz O tavra yakışmaz asla bohemlik. Ankara,12.01.2011 İ.K |