)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-68-)(-)(-)(
Eyvah Ey (Gün Be Gün)
Gün be gün başımı saldı dumana Çıkamadım selamete eyvah ey Bir of çeksem kafir gelir imana Sunam gelmez merhamete eyvah ey Feleğin ettiği bana çok oldu Kem sözleri yüreğime ok oldu Gece gündüz işim ağlamak oldu Gönül düştü bu firkata eyvah ey Şamil’in cismini nara düşürdü Aşk ateşi her işimi şaşırdı Kavuşmadan felek ayrı düşürdü Hasret kaldı kıyamete eyvah ey …………………. Aşık ŞAMİL ……………………. Hodlu Şamili© 1810-1865. Artvin’in Yukarı Hod (şimdiki adı Yukarı Maden) köyünde doğdu. Asıl adı Şamil’dir. Yaşamına ilişkin birbirinden değişik veriler bulunmaktadır. Verilen tarihler tam bir kesinlik içermemektedir. Bazı kaynaklarda ise 1839-1861 yılları arasında yaşadığı verilmektedir. Ancak affedilmesi için zamanın padişahı Abdülmecit’e yazdığı şiirler ve bu şiirlerde geçen tarihlere göre 1835 yılından sonra Erzurum hapishanesinde yattığı anlaşılmaktadır. Aşık Muhibbi’yle sürekli bir arkadaşlığı oldu. Bu arkadaşlıkları sürecinde birlikte birçok yolculukları oldu. Bunların en ünlüsü vapurla İstanbul’a gitmeleri ve orada karşılaştıkları olaylardır. Köyünde hocalık da yapan Aşık Saidi’nin namaz kıldırırken pencereden atılan bir kurşunla öldürülmesi üzerine, aynı kıza aşık olduklarından dolayı, Şamili sorumlu tutularak hapsedildi. Daha sonra Şamili’nin dönemin padişahı Abdülmecit’e, suçsuz yere hapsedildiği gerekçesiyle affedilmesi için yazdığı arzuhaller amacına ulaştı ve bir süre sonra bırakıldı. Erzurum’da aşıklar arasında yapılan bir atışmada (tahmini 1860-65 yıllarında) çok ilgi gören ve başarılı olan Şamili’nin kahvesine birileri tarafından zehir kondu. Şamili köyüne dönerken yolda fenalaştı, zehirlendiğini anlayınca son türküsünü söyledi. Zaten köyüne varamadan da öldü. Mezarı Yusufeli’nin İşhan (şimdiki adı Dağyolu) köyündedir. Aşık Şamili’nin bugüne ulaşabilen koşma, divan ve destanlarından »Dünyanın« adlı zincirleme şiiri, aşıklık geleneğinde bu tarzda verilen en uzun eserlerden biridir. ....................................................................................... )(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-68-)(-)(-)( Bir güzel sevdası dönüyor serde Çıkar bir yol bulamadım eyvah ey Sevdadan anlayan o dilber nerde Ben sevgili olamadım eyvah ey Ağrı eksik olmaz oldu döşümden Gece hayalimden gündüz düşümden Böylesi bir sevda geçti başımdan Eller gibi gülemedim eyvah ey Başımı da vuruyorum ben taşa Ben gibi bahtsızda olur mu neşe Kaptırdım sunamı alıcı kuşa Sevmesini bilemedim eyvah ey Sevgili aşkından hayale dalıp Gerçek olmasa da gizlice gülüp Ucu işlemeli bir mendil alıp Gözüm yaşı silemedim eyvah ey Sevda değilsin sen ateşsin korsun Eğer sevmez isem hesabın sorsun O güzel sılada bekleye dursun Gurbet elden gelemedim eyvah ey Alamadım niçin aşk denen tattan Nasibim yok imiş demek murattan Bir sevda yağmuru olup buluttan Damla damla çilemedim eyvah ey Kifayetsiz kalır neden kelime Türküler yakıp da koyup dilime Şu dertli sazımı alıp elime O yâr için çalamadım eyvah ey Lüzumsuz tükettin yeter sözleri Hışımla bakıyor yarin gözleri Sinene yığmışsın bütün közleri Sevdiğimi alamadım eyvah ey Sadık Dağdeviren Aşık Lüzumsuz |
Saygılarımla
Mehmet Çobanoğlu tarafından 1/18/2011 1:11:43 PM zamanında düzenlenmiştir.