ANLAYAMAZSINIZdüşerim okyanuslara vururum dibine kederin ne içimdeki sen lal olur konuşamazsın efsun olsan derdimden zehir versem elimden ömür versen ömründen yine de susturamazsın.. kurşunları saysanda uzağa da salsanda canıma can olsanda yine de susturamazsın batak gibi saplansan ok gibi mıhlansan umman gibi çağlasan yine de susturamazsın çalın gökkuşağına bürüdüğüm hayallerimide onlarda sizin olsun verdim sizlere! düşümü çalar mısınız bilmem içinde ölümün baştanbaşa boyanmış renkleri sarmaşık gibi dolanmış zihnime her zerremden kanıyorum derinden anlayamazsınız dedim ya! beni anlamak ölüm ister ölüm yaşarken sayısızca ölebilmek ruhunuzdan geçtimi ihanetin laneti yanmış mıdır? ruhunuz delik deşik olmuş mudur sayısızca kurşunlara nisbet öldünüz mü benim gibi kustu mu gözleriniz nehirlerce ummanlarca kanlı sular boşaldı mı gözlerinizden ırmak ırmak tırnaklarınız bedeninizden koparılmışçasına sevdimi ihanet sizi sukütun çıldırasıya feryadı deldimi kulaklarınızı dilinden dökülen sözlere kahrettiniz mi bebek masumluğunuzla kahır yüklü sabahlara tekrar uyanmanın lanetini tükürdünüz mü aynalara bakarak paramparça ettiniz mi sancılı üşüyen yüzünüzü neden doğurdun beni anne diyerek katılarak ağladınız mı pişmanlığın yüzkarasıyla başbaşa kaldınız mı? yalanların vefaya hüküm kılındığına tanık oldu mu gözbebekleriniz yağmurların altında caddelerde insanlığa kalabalığa aldırış etmeden ölüme koştunuz mu hiç zor bela topladığım saçlarımdan akan terler beni boğmakta dedim ya anlayamazsınız! beni anlamak için ölmeden ölmeniz gerek! beni anlamak için kuyulara düşmeniz gerek ! nice sular akacak üzerimizden bu yangın söner mi der bu pişen halvet çaresiz serçe kuşları gibi uçarmıyım bir daha kırlangıç göğsünden mum gibi erir mi yüreğim cehennem ateşinden kanatlanır mı bu gönül bir daha gözlerinin alevinden yaralıyım yar şu can evimden... Melek Yıldız |