TALKIM-SALKIM MESELESİ
Bir zamanlar bir köyde derin bir hoca varmış
Kısa zamanda ünü civar köyleri sarmış Her Cuma hutbesinde aynı fetvâyı vermiş ’Aman haram yemeyin en büyük günah’dermiş ’Vermek en büyük nîmet sürekli hayır yapın Şu yalancı dünyada birazcık sevap kapın’ ’Siz pek anlamazsınız bu işler biraz derin En iyisi çıkışta parayı bana verin’ ’Ben sizin adınıza dağıtırım hak yola Sevabı yine sizin içiniz rahat ola’ Bizim meşhur hocanın daim artarmış malı Camide yerler kilim, evinde her yer halı Dönüm dönüm arâzi ve yüzlerce maraba Kapısının önünde üç beş tane araba Dînimizde var diye dört tane hanım almış Bu yükseliş önünde köylü hayrette kalmış Demişler ki ’boşuna niye kafa yoralım Hoca yalan söylemez gidip ona soralım’ Yanlarına muhtar ve âzâları almışlar Hep beraber hocanın kapısını çalmışlar Saygısız bir hitapta bulunmaktan kaçılmış Biraz sohbetten sonra malûm konu açılmış ’Hocam bizden her Cuma topluyorsun parayı Zenginlikte gün be gün açıyorsun arayı’ ’Bütün köylü merakta herkes düştü bir derde Acaba verdiğimiz o kadar para nerde?’ ’Nerelere kullandın anlat biz de bilelim Hakkındaki şüpheyi aklımızdan silelim’ Hoca demiş;’ Parayı çuvala katıyorum Yaradan alsın diye semâya atıyorum’ ’Rabbim lazım olanı içersinden alıyor Artıp yere düşerse ben kuluna kalıyor’ İşte dostlar bazısı bu hoca gibi aynı Gayet iyi bilirler elif’i, ayn’ı , ğayn’ı İnsanlara ders veren hikâyeler akleder İbret-i âlem diye orda burda nakleder Gel gör ki elâleme veriyorken talkımı Kendileri çöpüyle yutuverir salkımı . |
belkide gidecek haca
olsa dört karıya koca
beşinciyi bile ister
Erdoğan BEKTAŞ tarafından 1/6/2011 5:18:24 AM zamanında düzenlenmiştir.