Bir akşam üstü, çaybahçesinde,
konuşmuştuk,insanları,denizleri,dalgaları
martıları,göçmen kuşları,
hatta gövdesinden arabaların geçtiği ağacı
sonra Antartika kıtasını, buzları,penguenleri
Eskimoları,ve kaybolan Maya uygalığını...

sonra Amish people hakkında konuşmuştuk,
ilkel bir yaşamdan nasıl mutluluklar yaşandığını
sonra izmleri,Eric Fromm’ u
aşk ve nefreti anlatmıştın


bir cevap bulamıştık ,
belleğimizi meşgül eden tüm sorulara
sonra beynimimizin yüzde on nunu ancak,
kullanabiliyoruz diye üzülmüştük,
yaratılış ve evrim sorun olmuştu
ben yaratılış demiştim;
bingbank ile ile ilgili tüm bilgileri
sana göndermiştim,

"içinde yaşanmamış bir ükde varmı demiştin"
ben bir kız arkadaşımdan kitap hediye almak demiştim
sen bir pazar günü iki kitapla bana gelmiştin

ayrılık günü gelince bir hüzün vardı
bir bakış bir veda,
arada okyanus vardı
uzaklarda hem de çok uzaklardanın
ne demek olduğunu
O zaman anlamıştım
bir arkadaşın ayrılığının
hüznü kaplamıştı yüreğimi

bir zarf,geldi uzaklardan
Love story romanı
son safada;
"aşk;hiçbir zaman pişmanlık duymamak yazıyordu"
arkadaşlıklarda...