BİR DOST,BİR TAHLİL
RE:CANIMINİÇİ, CAN DOSTUM GÜLAY’A bir şiir tahlili hatıra olarak. SEVGİLERİMLE.Seni unutmam ama unutuldum.
GÜLAY BİRKL Tarih:01 Ağustos 2010 Pazar 10:00:17 çok güzel bir yorumdu arkadaşım beyini ile okudum sevgilerle Suat Tutak ( 7/31/2010 ) --------------------------------------------- BİR ŞİİR, BİR TAHLİL... Şiir tahliline başlamadan evvel, şiirini tahlil ile yorumlayacağım, şair sayın can dostum, arkadaşım güzel bayan, ŞİİR ANASI diye adlandırılan (Ya da benim adlandırdığım) GÜLAY SOMER BİRKL’a, bu güzel şiiri için öncelikle kutlar, teşekkür ederim. Nice uzun yıllar daha bizimle olup nice nice duygusal, sevi dolu şiirler, kitaplar bırakmasını gönülden ister ve dilerim. Sevgili arkadaşım, senin gibi dostlar olmazsa bu hayat, hayatta ÇEKİLMEZ, bunu bilesin. Sakın bizleri, özellikle benim gibi hayatı pahasına sevenleri “YALNIZ BIRAKMA...! ” olur mu? Aman ha dikkat, sağlığını koru.Saygı, sevgi ve gönül muhabbetlerimizle...Başarılar. Suat TUTAK 11. 07. 2010 Sevgilerimle. GELELİM TAHLİLİMİZE... Sevgili dostlar, can okuyucularım.Bakınız şair Gülay, şiirinin ilk dörtlüğünde bize hayatının özetini nasıl anlatıyor. Diyor ki: “ÂŞIKLAR MİSALİ YANIYOR Kaderimle el diyara savruldum Gurbet elde çok çalıştım kavruldum Geri döndüm yar peşinden savruldum Âşıklar misali yanıyor kalbim. “ Birinci kıtanın birinci mısrasında şair; ömrünün büyük bir kısmını gurbette çalıştığını, kaderi onu el diyarlarına, yabancı memleketlere savurduğunu, sevdiklerinden ayırıp kopardığını, ülkesine, insanlarına, dostlarına, sevdiklerine özlemle, hasretle geçirmesine sebep olduğunu yazmıştır.Aynı kıtanın ikinci mısrasında ise; “Gurbette çok çalıştığını, kavrulduğunu” söylemiş. Aslında “Kavruldum” kelimesi gerçek anlamda değil de, daha çok mecazi anlamda kullanılmıştır. Bana göre, gurbette çalışmaktan çok ezildiğini, yorulduğunu anlatmayı istemiştir. Aynı kıtanın üçüncü mısrası ise ülkesine geri dönüşü ve dönünce yaptıklarını anlatıyor. Ülkesine geri dönünce birilerine aşık olduğunu, onun peşinden birçok yeri gezdiğini, belki de ilk eşiyle geçen dönemini vurgulamak istiyor.Onun gittiği ve götürdüğü yerlere ister istemez, savrulur gibi gittiğini, ne yaptığını bilmezce dolaştığını anlatıyor. Belki sevdası uğruna köle gibi uyum sağlayıp dolaştı, belki de istemese de evli olduğu zorunluluktan dolaştı. Orasını bilemiyoruz.Ve; aynı kıtanın son mısrasında, her kıtanın sonunda tekrarladığı belki de nakarat olarak düşündüğü aynı sözlere yer vermiş. “Aşıklar misali yanıyor kalbim” ... fazla açıklamaya bu mısra için gerek yok. Açıkça yazmış zaten. Hala yüreğinde o yıllardan gelen sevda sürüyor. Kalbi yine yanmaya onca yıllardan sonra devam ediyor.Belki aynı sevdanın uzantısı, belki de yeni bir sevda.. Belki de İKİNCİ BAHAR SEVDASI... Niye olmasın? Olamaz mı? Bence mutlaka öyle olmalı... Çünkü şiirin baştan sona ana teması o noktada toplanmış. Şimdi gelelim şiirin ikinci kıtasına; “Sakladım arzularım, yârim aradım Uzun saçım ördüm kâkül taradım Gezdim dünya âlem sevgi aradım Gene de zülfüme bakan olmadı. “ Şair Gülay bu ikinci kıtasında; o gençlik yıllarında çok güzel bir bayan olduğunu satır aralarında saklayarak söylüyor okuyucusuna. Bana göre öyle...Ya da ben öyle anladım.Veyahut öyle anlamak için o şekilde düşündüm olabilir. Fakat ikinci kıtanın birinci mısrasındaki örtülü anlatımı çok dikkat çekici.. Ben o yıllardaki saçını ve gençliğini gösteren resimlerini önceden gördüğüm için biraz da ona dayanarak hayali değil gerçek düşüncemi söylüyorum. Gülay hanımın o yıllarda bellerine kadar düşen, başak rengi ya da kirli beyaz, ya da ten renginde çok uzun, çok güzel saçları vardır.Ona dayanarak o yıllara bir gönderme yapıyor.Uzun saçım ördüm, kakül taradım diyor. O haliyle dünya alemi gezdiğini, kendine layık, kıymetini bilecek, arzuladığı, hayalindeki sevgiyi aradığını söylüyor, Üçüncü kıtanın üçüncü mısrasında... Ancak; ne yazık ki, onca güzelliğe rağmen de yine zülfüne, saçının uzunluğuına, o saçların güzel sahibine bakanların olmadığını, güzelliğin dikkati çekmesine rağmen ilgilenin olmadığını söylüyor...Bir kadın için, güzel ve genç bir kadın için özellikle, ne acı bir duygu, ne kötü bir düşünce... Garibim şairim, Gülay hanımım buna çok içerlemiş olmalı. Fark ediyorum. Şimdi de gelelim şiirin üçüncü kıtasına; “Gönlümün sevdası bilmem nerdedir Kapkara gözlerde esen yeldedir Yüreğimi saldım şimdi serdedir Âşıklar misali yanıyor kalbim. “ İşte burada, şiirdeki anlam ve anlatım değişimi başlıyor.Bugünlere kadar süren çok özel bir sevdanın ve de sevginin işaretlerini almaya başlıyoruz bu kıtada... Dikkatinizi çekmiştir sanırım. Ortada bir gönül sevdası var... O sevdanın nerede olduğunu bildiği halde, sevdiği kişiye gizli-açık gönderme yapıyor.” Bilmem nerede?” diye de soruyor? Aslında okuyucuya değil, bizlere değil, kendi kendine, gönlüne soruyor. Ve hemen ardından da gönlüne kendisi cevap veriyor. O sevdasının kapkara gözlerde, esen yelde olduğunu, esen yelin geldiği yönde o sevgilinin bulunduğunu, gizli adres olarak işaret ediyor. Yine o sevdalısına gönderme yaparak, bu üçüncü kıta, üçüncü mısrasında “Yüreğimi saldım, şimdi sendedir “ diyerek, göndermesini yapıyor.Ve de ekleyerek, kalbinin aşıklar misali yandığını da haberine ekliyor. Esen yelle sevgilisine gönderme yapıyor, haber salıyor... Gelelim şiirin dördüncü kıtasına; “Yanıyor kalbim sanırsın Leyla Gönlüm hıçkırıyor ruhum vaveyla Gülde oynaşıyor bu gece ay’la Bir sevda uğruna yanıyor kalbim.” Şair Gülay Dördüncü kıtasında hayalle gerçeği birlikte harman ederek okuyucusuna sunmuş; birinci mısrada kalbinin yanışını meşhur tarihteki aşk destanı “Leyla ile Mecnun” daki Leylaya benzeterek, sanki kalbinin Leyla gibi yandığını dile getiriyor. İkinci mısrasında da gönlünün hıçkırdığını benzeterek, ruhununda dengeli olmadığını, devamlı gezdiğini, yer değişerek feryat edip saçını başını yolduğunu, çıldırdığını yazıyor. Şair tüm bu ruhundaki olayları, tufanı, fırtınayı, boranı yaşarken diğer taraftan da, mehtaplı bir gece olduğunu, gülün de ayla oynaştığını, aşk yaşayıp, sevdalarının tadına ve doyumuna vardıklarını, gözlediğini yazıyoır.Eklediği son mısrasında da, kalbinin bir sevda uğruna yandığını haykırıyor. Şair Gülay; şiirin beşinci kıtasında ise şöyle devam ediyor şiirinde; “Kimse bakmaz akan gözün yaşına Kendini bırakma bakma yaşına Yıllar yılı gezdim hep tek başıma Âşıklar misali yanıyor kalbim. “ Beşinci kıtasında Gülay Birkl; önce biraz genele taşar gibi yapmış, sonra tekrar sevdasına, kendine dönmüş. Demiş ki; toplum arasında insanlar o denli duyarsız, ilgisiz olmuştur ki, hangi sebepten olursa olsun, ağlayan insanların gözünün yaşına, akan göz yaşlarına kimsenin bakmadığını, bu acımasız yönümüzü de belirtmeden geçmemiştir. İkinci mısrasında ise önceki sözlerine ilaveten diyor ki, hangi yaşta olursan ol, kaç yaşını yaşıyorsan da yaşa amma kendini bırakma... Hayata sıkı sıkıya sarıl, umudunu ve hayallerini, gönlündeki sevdanı yitirme diyor. Kendisinin de yıllar yılı hep tek başına gezdiğini, gücünü, savaşma direncini yitirmediğini, dimdik ayakta kaldığını, tek başına savaşını her yaşta sürdürdüğünü, son mısrasında yine kendine dönüyor, bu ilerlemiş yaşına rağmen kalbinin aşıklar misali yandığını, yanmaya devam ettiğini, sevdasının, hayata direnci ve umutlarının, hayallerinin yitirilmediğini anlatıyor bize... Sevgili şair dostum, can yoldaşım, can arkadaşım Gülay hanım, altıncı ve son kıtasında da bakın sözlerini nasıl bitiriyor; “Bir kara gözlüye kapıldım aman Kalbim dinlemiyor ne ah ne zaman Boynum kıldan incedir yazıldı ferman Sevdaya kapıldım yanıyor kalbim. 3. KİTAP 2010 Gülay Somer Birkl Son kıtada biraz daha sevgilisinin özelliklerinden ip ucu veren şair Gülay Birkl; korku ve telaş içinde, aman bir kara gözlüye kapıldım diyor. Çaresiz olduğunu ama vazgeçemediğini, sevmeye devam ettiğini söylüyor. Seven kalbinin her şeye isyan ettiğini ne ahını, ne de yaşlılık halinin zamanını dinlemediğini, artık olan oldu. Sevdim ölesiye.Başka yolum ve çarem yok.Hakkımda ferman yazıldı yaratan tarafından.Bundan kurtuluş yok.Boynum kıldan ince deyip teslimiyetini, kabullendiğini dile getiriyor. İşte bu sevdaya kapıldığını yüreğinin de yandığını itiraf edip, açıklıyor. Şair tüm şiirinin mısralarını 11 hece ve uyaklı olarak yazdığı halde, son kıtasının 3 mısrasında ufak bir dalgınlıktan olsa gerek, “Boynum kıldan incedir yazıldı ferman” mısrasını 12 hece yazmıştır. Değerli dostumuz Şair Gülay Somer Birkl’ı gönülden kutlar, nice nice şiirlerini ve de 3 ncü şiir kitaplarını önümüze koymasını gönülden dilerim. Kutlarım.Sevgilerimle. 30. 07. 2010 Suat TUTAK/SÖKE |