Mühürlü Deniz
Mühürlü Deniz(Bekleyene)
Bir çobanın kavalından dökülen ezik nağmeler sarar bizim buralarda, ovaları, dağları, bayırları aşabilirsem, bağırları yanık, anaları sevgili, kanları deli, sevdaları gizli lâl dudaklı kızları duymak istersen sana oradan sesleneceğim bekle beni ***** şol bülbülün canı yansa dikenden, kanasa kanadı konar yeniden güle , hiç lâl kesilmez gülizarın dili? talan olsa Ülkemde bağlar has bahçeler. lalezar üstüne söylenecek nice şiirler dolanır dilime. bir berceste söz saklarım yıllarca kızıl dudağında sevgili yeniden uyandırabilirsem bir Devr-i Lale dikensiz gonca gülle geleceğim sana bekle beni ***** kalabalıklar içinde yalnız Kız Kulesi. hala bekler Ayasofya gökyüzünden baygın gözlerine düşürdüğüm, iki yıldız deliyordu karanlığı Sultanahmet’te can veren p e r v a n e l e r… ***** o akşamüstü. güvercinler güne küstü önümüzde mühürlü deniz bir sıcak ekmek gibi Yeni Cami’yi kaplayan sukutu evimize taşırken… masum koltuğumda umudu, yeniden bulabilirsem sevgili! sana böyle geleceğim, bekle beni ***** mümin kalbim kocaman bir Kehf Mağarası Uhud Dağı kadar ağır Kabe’dir darası tandır ateşinde pişirilen aştır aşkımız alev alev “amin”ler bu ülke ki,sönmez ocağı bin yıl geçse;geçmez kulp parası dudaklarında ki dua ,geçer akçe “sevgili” olabilirsem,sana oradan geleceğim bekle beni ***** bu geçit vermez dağlarda her gün bekle beni tünelden az evvel kara tren sineleri döverken iki denizin kavuştuğu yerde büyütürken gülşen de gülümü sarılıp kollarında ölümü uyandırmaya kıyabilirsem sevgili her günbatımında bilinen son gibi muhakkak geleceğim sana bekle beni Turan Yoldaş/YOZGAT |
güne gelen şiiri beğendik.
şairini tebrik ederiz.
selamlar.