Bir hasretin didarında hicranım, hüzün içinde vicdanım!Ve belkilerde şimdi koşulsuz nöbetçiyim Elbette ki keşke demiyecek kadar rahatım, hicranın burukluğunu ruhumdan bulurum Fikriyatın ve bir ulvi mefkurenin ritmine kandığım vecdin efradıyım Neden koşulsuz teslimiyeti ihsan ve takva için tahkikte ararım ve azimle sorarım Bazen anlatılmıyor dilegelen ve bekleyen cümleler Nasibin terakkisinde anlaşlaşmayan heceler sabırsız vakitler ve pervaneleşen o nefesler Halin inşaraha ve inkişafa kapalı olduğu raddeler, bahaneler, afaki mazaretler Nedensiz geceler, keyfiyete açılmış gönüller, nefsi telakkiler ve ölümlü nefesler Şimdi ben ecdadıma ne söylerim, bu ahval ile yüzleşirim Tenden ve nefsinden vazgeçiren seferberliğin, cihanın vecdine sunulan vicdan içindemiyim Neden manasından kopmuş bir haldeyim, nerede benim aşk-ı abad olan yeminim Sahi ben dedirten gerekçenin neresindeyim, aklımın ve ruhumun şimdi ecrindemiyim Suskun sokaklar yüreğimi dağlıyor ve yaprakları bana bakıyor Atimin şevksiz kanatları kırılmış demek ki hayli zamandır sukut halinde evet, uçmuyor Ufkumun feryadı dinmiyor, umutlarım nazarların keyfiyetinden ne bekliyor Neden savrulduğum, ruhumda duyduğum derinleşen sızımın nidası yüreğimi dağlıyor Ne yöneltilmiş bir mavzerin patlaması kederdir, derttir Ne feryadıma sessiz kalan nefeslerin keyfiyeti ruhumun muhtaç olduğu bir gerekçedir Aşk, ihsan ve takva için ne ulvi bir nimettir, çile içinde berekettir, sabrın letafetindedir Ne kadar canan varsa, teni ve nefesini nefsanileşen karanlığında umuda bağlarsa hicrandır Mustafa CİLASUN |